Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İnsan etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Özgürlük Kavramı ve Akıl Üzerine

Özgürlük nedir derseniz, en baştan söyleyeyim. Dünyadaki tanımları kadar geniş bir kavramdır...  Bir çok düşünür, bilim insanı, felsefeci, öğretmen, işçi, yurdum insanı gibi toplumun her kademesinde bulunan kişiler tarafından farklı tanımlarla karşımıza çıkar özgürlük. Benim anladığım herkesin bir özgürlük tanımının olduğudur. İnsan psikolojisi açısından her insanın farklı bir yapıda bulunduğu bir gerçektir. De ki: “Herkes kendi yaratılışına (fıtrat tarzına) göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir.” (İsra 84)  Yukarıdaki ayet bizlere her insanın farklı fıtrat üzere yaratıldığı gerçeğini bildirir... Her insanın farklı bir mizacı ve fıtratı varsa herkesin de özgürlük anlayışının birbirinden farklı olması çok normaldir o halde...  Hatta herkesin hayatında farklı zamanlarda farklı kavramlarla tanımlanır özgürlük.  Bana, özgürlük nedir diye sorarsanız? Kendi hayatım üzerinden, örneklerle anlatayım. Yedi yaşımdayken sorsaydınız bu soruyu ban

Değişimi Yakala ! Hayatı Iskalama...

Değişim Yönetimi ; Dünyada yeni gelişen bir olgu gibi görünse de tarihi, insanlık kadar eskidir. İşte değişim yönetimi konusunu da anlamamızı sağlayacak medeniyet tarihimizden örnekler; Tarihi değiştiren dönüm noktalarından biri: Tekerleğin icadı… Genel kabul görmüş anlayışa göre ilk insanların tekerleği icat etmeleri sonucunda bu yenilik, toplum hayatını önemli ölçüde değiştirmiştir. İnsanlar göçebe toplumlar şeklinde avcılık ve toplayıcılık yaparken geçinme derdine düşünce, taşıma işleri de sorun olmaya başlamıştır.  Sevk ve nakil işlerinin yapılması için çeşitli yollar denenmiştir. Hayvanların kullanılması ilk etapta etkili olmuştur. Tekerleğin keşfedilmesiyle, hayvanların da işleri kolaylaşmış ve sevk ve nakil işleri hızlanmıştır.  Tekerleğin icadından sonra mesafe kavramında değişiklikler olmuştur. İnsanların mesafeleri daha kısa sürede alması, işlerin daha çabuk halledilmesi insan ve yük taşımacılığındaki gelişmeler, diğer teknik ilerlemelerin de önünü açmıştır. Tekerleğin

Kırmızı Başlıklı Kız ve İyi Kalpli Kurt

Bir varmış, bir yokmuş; iki varmış, üç çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber iken, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken çok eski zamanlarda, küçük bir kız yaşarmış... Günlerden bir gün annesi güzeller güzeli kızına kırmızı bir başlık dikmiş.  Başlık kıza o kadar çok yakışıyormuş ki zamanla herkes ona “Kırmızı Başlıklı Kız” diye seslenmeye başlamış. Masal bu ya Kırmızı Başlıklı Kız, etrafındakiler tarafından çok da sevilmeyen, kurnazlıklarıyla bilinen ve kimseye iyiliği dokunmayan biriymiş. Annesi bir gün onu yanına çağırmış: “Benim Kırmızı Başlıklı Kızım, bu ekmeklerle bir tas çorbayı al büyükannene götür. Yaşlı kadın çok hasta. Hem seni de özlemiştir.” demiş.  Kırmızı Başlıklı Kız ise, “Yol da çok uzak, neden hep ben gidiyorum ki?” diyerek karşılık verse de sepeti almış ve yola çıkmış.  Büyükannesine giden yol bir ormandan geçiyormuş. Ormanın içerisinde bir kurdun evi varmış. Kurt herkese iyilikler yapar, tüm hayvanlara sah

Miras Listesi

Miras Listesi Bir hikaye eşliğinde bir insan hayatını ve geride bırakacaklarını yani miras listesini, söze temsil ruhu üfleyerek tahayyül edelim. Doğan, büyüyen ve gelişen tüm canlılar bir gün ölürler. Ölüm bir son gibi görünse de, bize göre son ile başlayan bir başlangıçtır... Bütün canlılarda aşağı yukarı bu böyledir. Doğan her canlı büyür ve gelişir. Büyüme ve gelişme evresi sonrasında çoğalma duygusu ile dünyaya getirilen yavrular ve geçen zaman ile birlikte yaşlanma döneminin ardından kaçınılmaz son olan ölüm, son noktayı koyar. Ve başka bir dünyanın kapıları açılır... Ağlayarak dünyaya gelen bir insan yavrusu, anne babası ile yakınları tarafından mutluluk gözyaşlarıyla karşılanır. Ağlayarak dünyaya gelen bebek zamanla büyür ve gelişir. Etrafında hızla ve ahenkle akan dünyadaki hayatının anlamına doğru yolculuğu başlamıştır.  Bu yazımızda bir kahramana ihtiyacımız var. Söze temsil ruhu üflemek için... Kahramanımız; ilk çocukluk, çocukluk, gençlik çağlarının ardından yetişk

Ruhunuzun bir tarafı, bırakınız 'Çocuk' kalsın !

' A nnesi gül koklasa, ağzı gül kokar' diye özetlese de şair, biz  anlatalım istedik. 'Çocuk' konusunu...                                                            ' Masum ' kimdir deseler, hemen aklımıza ilk olarak 'çocuk' gelir, öyle değil mi?  Tabii ki öyledir. Tüm çocuklar masumdur çünkü. Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her köşesindeki çocuk kalbi olabildiğince masum çarpar.  Peki çocuğun minicik kalbine sığdırdığı dünyalar kadar masumiyet   neler oluyor da çocuk  büyürken  azalıyor dersiniz?  Neler oluyor da dünyada olabildiğince kötü insanlar, bunca masum çocuk varken hala kötü kalabiliyor? Bu soruların muhtelif cevapları olsa da bizim ortak bir temennimiz vardır. Bir çocuk büyürken, beyni ve kalbindeki masumiyet azalmamalı, aynı zamanda içindeki küçücük çocuğa ait ruh, hep biraz çocuk kalmalıdır.👍  Yoksa etrafındaki acımasız dünyada ne kendisine yapılan haksızlıkları unutabilir. Ne de hataları ve ihanetleri atlatabilir.... Sabah se

Bilim ve Kurgu

BİLİM VE KURGU Bilimsel bilgiye ulaşmak için hikmet ehlinin gözüyle bakmak, zahiri olanın ardındaki asıl gerçeği ortaya çıkaracaktır. Fakat bu gerçeğe pozitif bilimle de ulaşmak gerekir. Pozitif bilimlerde ilerleme gösterip çağı yakalayan ülkelerde refah seviyesi artmaktadır. Pozitif bilimlerde ilerleyen milletlerin aynı zamanda dünyada teknolojiyi elinde tutan ve bu sayede dünyada hüküm sahibi oldukları unutulmamalıdır.  Bir çok yönden Türk Edebiyatının ilklerinden sayılan, 'Kutadgu Bilig' , kelime anlamı ile “Kutlu Olma Bilgisi” demektir. Bilimin ve aklın penceresini Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig kitabında;  'Ukuş ol yula teg karangku tüni,Bilig ol yarukluk yarattı sini.'  (Akıl karanlık gecede meş'ale gibidir; bilgi seni aydınlatan bir ışıktır.) diyerek özetler. Bilimin ve aklın penceresinden hikmetli gözlerle bakmak, alimi arif edecektir... Bilge kişi, bu sözleriyle bizlere ta ezelden verdiği mesajlarla akıl ve bilim olmadan yol aydınlanmaz demiştir.