Ana içeriğe atla

Özgürlük Kavramı ve Akıl Üzerine

Özgürlük nedir derseniz, en baştan söyleyeyim.

Dünyadaki tanımları kadar geniş bir kavramdır... 

Bir çok düşünür, bilim insanı, felsefeci, öğretmen, işçi, yurdum insanı gibi toplumun her kademesinde bulunan kişiler tarafından farklı tanımlarla karşımıza çıkar özgürlük.
Benim anladığım herkesin bir özgürlük tanımının olduğudur.

İnsan psikolojisi açısından her insanın farklı bir yapıda bulunduğu bir gerçektir.
De ki: “Herkes kendi yaratılışına (fıtrat tarzına) göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir.” (İsra 84) 

Yukarıdaki ayet bizlere her insanın farklı fıtrat üzere yaratıldığı gerçeğini bildirir...
Her insanın farklı bir mizacı ve fıtratı varsa herkesin de özgürlük anlayışının birbirinden farklı olması çok normaldir o halde... 

Hatta herkesin hayatında farklı zamanlarda farklı kavramlarla tanımlanır özgürlük. 

Bana, özgürlük nedir diye sorarsanız? Kendi hayatım üzerinden, örneklerle anlatayım.

Yedi yaşımdayken sorsaydınız bu soruyu bana ''Akşam ezanı okunduktan sonra da dışarıda oyun oynayabilmektir'' derdim çocukça.

On iki yaşımdayken sorsaydınız '' Bisikletle köyün görünmediği yerlere kadar gidebilmektir '' derdim.

On sekiz yaşımdayken sorsaydınız '' Memleketin her köşesine trenle gidip, değişik coğrafyalarda insanlar tanımak'' derdim hoyratça.

Yirmi dört yaşımdayken sorsaydınız '' İstediğim arabayı kredi ödemeden alabilmek, sevdiğim kızla evlenip bir yuva kurabilmektir'' derdim.

Otuz yaşımdayken veya daha ileriki yaşlarımda hep bir cevabım vardır bu soruya. Hem de bazen birden de çok...

Bir çocuğun özgürlük tanımında '' İstediği kadar şeker yiyebilmek '' ile tanımlansa da özgürlük...

Peki herkes özgür müdür?

Mesela hapishanede bulunan bir mahkum '' Ben özgürüm '' dese de özgür müdür.
Yada hastahanedeki bir hasta ' Ben sağlıklıyım '' dese sağlık açısından istediği gibi özgürlüğü var mıdır. 

''Koyun, kendisini kurdun dişleri arasından kurtaran çobana, özgürlüğe kavuşturucu olarak teşekkür eder. Ama bu aynı eylemden dolayı kurt çobanı özgürlüğü ortadan kaldırmakla suçlar. Koyunla kurdun özgürlüğün tanımı üzerinde anlaşamadıkları açıktır. Ve aynı anlaşmazlık bugün insanlar arasında da sürmektedir.'' 

Abraham Lincoln'ün bu sözü kime ve neye göre özgürlük tanımını vurgular niteliktedir. 

Özgürlüğün kime ve neye göre olduğu daha doğru bir kavramdır diye düşünüyorum. 

Özgürlük olgusu hem yaşlara göre, hem de daha farklı etmenlere göre farklı algılarla tanımlanır.

Gerçek manada özgürlük, aslında hala tanımlanamamış olandır.

Çünkü bu tanımın herkese özel bir tarafı vardır ve fıtrata göre de özel olmalıdır.
Özgürlük insanın içinde yoksa hiçbir yerde de yok demektir.

Özgürlük tanımının çokluğundan yola çıkarak birkaç örnek verelim. - İnsanın özgürlüğü; istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır. - Jean-Jacques Rousseau

- Özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok. Ruhunuzu satmayın yeter. Nelson Mandela 

- Demokrasi, iki kurtla bir kuzunun öğle yemeğinde ne yeneceğini oylamasıdır. Özgürlük ise tam teçhizatlı bir kuzunun oylamaya karşı çıkmasıdır. - Benjamin Franklin 

Bu en temel düşüncenin insan hayatındaki yeri de çok önemlidir.
Özgürce düşünen insan toplum hayatında kendini ifade ederken yapmacık olmayacak, başkalarının aklı ile hareket etmeyecek ve kendi olmanın doğallığı ile var olacaktır. Bu varoluşta özgür birey toplum hayatına bir çok katkılar sunacaktır. Özgürlüğünü bir başka kişi veya zümreye ipotek eden kişiler ise; 

Asker elbisesi içindeki hain, hakim cübbesi giyen zalim, elindeki devlet malı silahla millete ateş eden gafil, aklını kiraya veren zavallılardır. Bu örnekler çoğaltılabilir niteliktedir. 

Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür...

“Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.'' Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından; Mualimler Birliği Kongresi üyelerine hitaben söylenmiştir. Fikri, vicdanı ve irfanı hür bir nesil yetiştirilmesi, ATATÜRK'ün öğretmenlere verdiği bir görevdir. Bu görevden yola çıkılarak toplumun: Fikri, vicdanı, irfanı hür kişilerden oluşması düşüncesi ideal ve istenilen bir durumdur. Büyük önderin her zaman olduğu gibi vizyoner bir bakış açısıyla öğretmenlere verdiği bu görevi; modern toplum inşası için gerekli gördüğü, hayal ettiği ve gerçekleştirilmesini arzuladığı görülmektedir. 

Aklını kiraya verenin sonu hüsran olur. Özgür bir birey olarak kişinin, en temel haklarından biri olan özgürlük konusunda; bir duruşunun olması ve sorgulayıcı bir bakış açısıyla etrafındaki gelişen olaylar örgüsünü mantık silsilesinden geçirerek değerlendirmesi yanlış yapmasına engel olacaktır. Aklını kullanan kişiler her zaman özgür bir bakış açısıyla toplum içerisinde kendi öz benlikleri ile var olan ve saygı gören kişilerdir. 

Konuya dair şu hikaye anlatılır: Yaşlı bir adam kuyumcuya giderek; “Altın tartacağım, bana terazini verir misin?” der. Kuyumcu; “Ama bende kalbur yok!” der. Adam: “Alay etme evladım da, teraziyi ver” deyince kuyumcu; “Hem benim süpürgem de yok” der. Adam: “Bak ben senden terazi istiyorum. Anlamazlıktan gelme!” der. Kuyumcu; “Yok, der. Sağır değilim, sözünü duydum, anladım. Ama senin yaşın bir hayli ilerlemiş, elin titriyor. Tartacağın altın da külçe değil; kırık dökük toz. Elin titreyince altın kırıntılarını yere dökeceksin, sonra bana bir süpürge ver de toza, toprağa dökülen altınımı süpüreyim diyeceksin. Altını süpürüp bir yere toplayınca elemek için kalbur isterim diye tutturacaksın. Ben, işin sonunu önceden gördüm, iyisi mi sen bundan vazgeç!” (Mesnevî, III/1624–1633)

Askerlik hizmetimi yaparken başımdan geçen özgürlükle alakalı bir hatıram ile bitirmek isterim. 

Denizli'de piyade tugayında altı ay süren vatani görevim esnasında her akşamüstü yanından geçtiğim apartmanın üçüncü katındaki ağabey, benim özgürlük anlayışımı tanımlar nitelikteydi. Her gün aynı saatte oracıktan geçen ben, her gün balkonunda yemek ve çay keyfi yapan, hatta televizyon izleyen ağabeye imrenir ve uzaktan seslenirdim içimden de olsa ... 

-Ağabey, bugün özgürlüğüme (...) gün kaldı. 

En çok da onu kaybettiğimizde anladığımız özgürlük konusunu akıl süzgecinden geçirerek anlatmak istedim. 

Anlatırken de düşündürmek... 

Aklın kiraya verilmeyecek kadar değerli olduğu gerçeğiyle; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür bir toplum hayaliyle... 

Sağlıcakla, hoşça kalın.

Yorumlar

Blogdaki Popüler Yayınlar

Bilim : Sanat : Toplum :

Toplumun Gelişmesinde; Bilim mi Sanat mı Daha Önemli ? Jean Jacques Rousseau tarafından 1750 yılında yazılan ''Bilimler ve Sanatlar Hakkında Nutuk/Söylev'' kitabındaki yazarın görüşü, az sonra okuyacağınız satırlardaki şahsi görüşlerime tam olarak uyuşmuyor diyebilirim. Toplumların gelişmesinde bilim ve sanat konularının rollerini eğer merak ediyorsanız hep birlikte merakımızı giderelim, ne dersiniz? Rousseau kitabında; bilimin ve sanatın insanları boş uğraşlara yönelttiğini ve erdem kavramını bitirdiğini söylüyor. Bilimin artması ve sanatın çoğalmasıyla yöneticilerin, askerlerin erdemlerini yitirmesi ve ahlaklarının bozulmasına sebep olduğunu anlatıyor.  Bu yüzden bozgun ve yenilgilere uğranıldığından bahsediyor. Hatta bir yerde ''…bize birçok bilim öğrettiniz, yüksek bilgilere ulaştırdınız; ama bütün bunların hiçbirini bize öğretmemiş olsaydınız yeryüzünde daha az mı kalabalık olacaktık?  Daha kötü mü yönetilecektik? Daha az güçlü, daha az sağlıklı, daha

Ruhunuzun bir tarafı, bırakınız 'Çocuk' kalsın !

' A nnesi gül koklasa, ağzı gül kokar' diye özetlese de şair, biz  anlatalım istedik. 'Çocuk' konusunu...                                                            ' Masum ' kimdir deseler, hemen aklımıza ilk olarak 'çocuk' gelir, öyle değil mi?  Tabii ki öyledir. Tüm çocuklar masumdur çünkü. Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her köşesindeki çocuk kalbi olabildiğince masum çarpar.  Peki çocuğun minicik kalbine sığdırdığı dünyalar kadar masumiyet   neler oluyor da çocuk  büyürken  azalıyor dersiniz?  Neler oluyor da dünyada olabildiğince kötü insanlar, bunca masum çocuk varken hala kötü kalabiliyor? Bu soruların muhtelif cevapları olsa da bizim ortak bir temennimiz vardır. Bir çocuk büyürken, beyni ve kalbindeki masumiyet azalmamalı, aynı zamanda içindeki küçücük çocuğa ait ruh, hep biraz çocuk kalmalıdır.👍  Yoksa etrafındaki acımasız dünyada ne kendisine yapılan haksızlıkları unutabilir. Ne de hataları ve ihanetleri atlatabilir.... Sabah se

Mersin Bilim Köyü Projesi

    BİLİM KÖYÜ PROJESİ   2017-MERSİN Proje Koordinatörü: Ahmet YALKIN Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü MEZİTLİ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BİRİMİ PROJE GEÇMİŞİ  (2015-2018) Vücudun Senindir Onu Koru Projesi (Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) Sanal Âlemde Gerçek Güvenlik Projesi (Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) Mezitli – Eğitim Liderleri Akademisi (Cumhurbaşkanlığı Protokol Eski Uzmanı / İhsan ATAÖV’ün katılımlarıyla / İl genelindeki eğitim yöneticilerine) 2015 KA101 AB Projesi – (2015 Kaynaştırma Destek Eğitim Hizmetlerinde Sınıf Öğretmenlerinin Kaynaştırma Eğitimi Konusundaki Yeterliliklerinin Artırılması Projesi/ 125000 € Hibe Bütçeli) 2016 KA101 AB Projesi – (2016 İlkokul ve Ortaokul Öğretmenlerinin Mültecilerin Eğitim Süreçlerine Dahil Edilmesi Konusunda Eğitilmesi Projesi / 88512 € Hibe Bütçeli) 2017 KA101 AB Projesi – (