Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sancar / Salkım Söğüt

Üst üste gördüğü bu altıncı rüyaydı Sancar'ın. Her birinde de istisnasız bir söğüt gölgesi altında uçmağa gidiyor ve ruhani bir güzellik kaplayan bedenini bir salkım söğüdün dallarından göğe yükselirken görüyordu. Rüyalarında gördüklerinin ayrıntılarını düşünmesi için kafasını yormuyor ve bir asker olarak başka çeşit rüya görsem garip olur diyerek kendini teselli ediyordu. Altıncı günün sonunda köylerindeki Esma Bacı aklına geldi. Esma Bacı'ya rüyasını yorması için gidecekti fakat değersiz bir hediyeyle gitmek de istemiyordu. Sancar yoldaşı Rüzgar'a binerek ava çıkıp kısmetinde ne varsa hediye olarak Esma Bacı'ya götürmeye karar verdi. Rüzgar ona babasından kalma bir yadigardı. Babası da kendisi gibi asker olan Sancar bu değerli ata her bindiğinde babasının anlattığı kahramanlık hikayeleri gözünün önüne gelir ve atını bir başka severdi. Köylerinin karşı yamacındaki meşelikte kısmetini bulacağını düşünen Sancar atını o yöne sürdü. Rüzgar köyden uzaklaşırken huysuzlanır v

Kara Çalı

Bir çocuğun düşlerine inen apansız bir tokat gibi irkildi adam. Çocuk yüreğine fazlaydı bütün bunlar. Neler oluyor diye soramadan kendine bütün hayatı gözlerinin önünden bir film sahnesi gibi geçmeye başladı. Ona göre her zorluğu aşardı insan yeter ki gurbette olmasaydı. Şimdiye kadar başına gelen her sıkıntıyı geçmişinden güç alarak ve tecrübelerini kullanarak aşmayı başarmıştı.  Şimdi de geçmişine bir yolculuk yapması gerektiğine inandı ve hep yaptığı gibi anavatanını yani çocukluğunu düşünmeye başladı. Bir esrar perdesi sardı bütün benliğini, şimdi çocukluk yıllarında, köyündeydi... Dört mevsimin mütemadiyen yaşandığı yıllarda büyümüştü. Tek televizyon kanalının olduğu, sobalarda ithal kok kömürlerinin yakıldığı, radyolarda çalınan türkülere herkesin eşlik ettiği, köyün tek iletişim kaynağının bekçinin evindeki masa büyüklüğündeki telefon makinesiyle sağlandığı zamanlardı.  Uçsuz bucaksız bozkırın orta yerindeki köylerinde ilkbaharda umutlarını yeşertip yazın harman eden, ekim ayınd

Anlam Yüklediğim Kelimeler

İfade dünyamızın anlam kazanmasını sağlayan trenin nahif vagonlarıdır kelimeler. Kelime vagonlarının oluşturduğu cümle katarlarının  birbirine bağladığı her şey bizi ifade eder.  Kelimelere yüklediğimiz anlamlarla kurulan cümleler ifadelerimizdeki; açık, duru ve keskin hatlarla duygularımızı taşır karşımızdakine.  Anlam yüklediğimiz kelimeler farklı farklı olabilir. Ben üzerinde en çok düşünüp kafa yorduğum bazı kelimeleri aşağıda sizlerle paylaşarak kendimi ifade etmeye çalıştım.  Dolunay Aynı gökyüzü kiminin hasretinin, kiminin vuslatının çatısı. Bazısı gam çekip ağlarken bazısı güler. Aç ile tokun, dost ile düşmanın, haklı ile haksızın aynı gökyüzünün kapsayıcılığı altında, aynı ay ışığını izlemesi ne garip şey. Sevda türküleri söyleyenler ile dert çekip inleyenlerin aynı zaman ve mekanı paylaştığını düşündüğümde derin bir hüzün kaplıyor benliğimi. Gariban yüreğime fazla geliyor bu haller. Gözlerimi kapatırken maddenin anlamsız gerçeğine mananın dehlizlerle kaplı sırrını düş