Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Osmanlı etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sancar / Salkım Söğüt

Üst üste gördüğü bu altıncı rüyaydı Sancar'ın. Her birinde de istisnasız bir söğüt gölgesi altında uçmağa gidiyor ve ruhani bir güzellik kaplayan bedenini bir salkım söğüdün dallarından göğe yükselirken görüyordu. Rüyalarında gördüklerinin ayrıntılarını düşünmesi için kafasını yormuyor ve bir asker olarak başka çeşit rüya görsem garip olur diyerek kendini teselli ediyordu. Altıncı günün sonunda köylerindeki Esma Bacı aklına geldi. Esma Bacı'ya rüyasını yorması için gidecekti fakat değersiz bir hediyeyle gitmek de istemiyordu. Sancar yoldaşı Rüzgar'a binerek ava çıkıp kısmetinde ne varsa hediye olarak Esma Bacı'ya götürmeye karar verdi. Rüzgar ona babasından kalma bir yadigardı. Babası da kendisi gibi asker olan Sancar bu değerli ata her bindiğinde babasının anlattığı kahramanlık hikayeleri gözünün önüne gelir ve atını bir başka severdi. Köylerinin karşı yamacındaki meşelikte kısmetini bulacağını düşünen Sancar atını o yöne sürdü. Rüzgar köyden uzaklaşırken huysuzlanır v

Hissiyat | Siyaset

Kudüs'ün Türk jandarmalarına ait bir fotoğraf, 1904 yılı.  Bundan tam on bir sene sonra şehrin tarihi dokusuna zarar gelmesin düşüncesiyle, kurşun bile atmadan şehri İngilizlere teslim ederek geri çekildik. Yavuz Sultan Selim'in 1516 Mısır Seferi'nde fethedip Anadolu'nun yiğit evlatlarına emanet ettiği kutsal beldede, emîn içerisinde geçilen dört yüz bir senenin ardından şanlı Türk bayrağı gönderden indirildi. “Filistin ve Suriye'yi böyle acı bir keşmekeş halinde bırakmaktan doğan hüzün ve elem tesiriyle hüngür hüngür ağlayarak 12 Aralık 1917'de İstanbul'a hareket ettim. (Cemal Paşa) Bu hazin tablonun baş mimarlarından Mekke Şerifi Hüseyin ve avaneleri sevinç çığlıkları atıyorlardı. İngilizler tarafından Şerif Hüseyin'e vadedilen Arap Krallığı'nın heyecanı ile çıktığı bir Cuma Hutbesi'nde, hezeyan içinde ağzından dökülen cümlelerin tarihe düştüğü not, vatanına ihanet eden herkes için olduğu gibi ilahi vicdanda hoş karşılanmamış olm

Bilim ve Kurgu

BİLİM VE KURGU Bilimsel bilgiye ulaşmak için hikmet ehlinin gözüyle bakmak, zahiri olanın ardındaki asıl gerçeği ortaya çıkaracaktır. Fakat bu gerçeğe pozitif bilimle de ulaşmak gerekir. Pozitif bilimlerde ilerleme gösterip çağı yakalayan ülkelerde refah seviyesi artmaktadır. Pozitif bilimlerde ilerleyen milletlerin aynı zamanda dünyada teknolojiyi elinde tutan ve bu sayede dünyada hüküm sahibi oldukları unutulmamalıdır.  Bir çok yönden Türk Edebiyatının ilklerinden sayılan, 'Kutadgu Bilig' , kelime anlamı ile “Kutlu Olma Bilgisi” demektir. Bilimin ve aklın penceresini Yusuf Has Hacib, Kutadgu Bilig kitabında;  'Ukuş ol yula teg karangku tüni,Bilig ol yarukluk yarattı sini.'  (Akıl karanlık gecede meş'ale gibidir; bilgi seni aydınlatan bir ışıktır.) diyerek özetler. Bilimin ve aklın penceresinden hikmetli gözlerle bakmak, alimi arif edecektir... Bilge kişi, bu sözleriyle bizlere ta ezelden verdiği mesajlarla akıl ve bilim olmadan yol aydınlanmaz demiştir.

Zamanın Kanadında Yolculuk

Her şey incelikten, 'medeniyet' kalınlıktan kırılır... Senelerin ve mekânların pek önemi yok aslında anlatacağım meselede.  Kişilerin ve olayların pek öneminin olmadığı gibi...  Bir seyyah olsak da, zamanın kanadında yolculuk edip eski zamanlara, çok eski zamanlara bir yolculuğa çıksak...   Zamanın kanadından bir şehirde inmeli...  Sokaklarının çember çember büyüyerek ilerlediği, şehrin tam orta yerine yapılan mabedin etrafında hare hare büyüyen bir şehirde inelim zamanın kanadından ve şöyle bir gezinelim ne dersiniz?  Şehirde yürürken önünden geçtiğiniz evin camında bir sarıçiçek gördünüz mü hemen dikkat kesilmeli insan ve sessiz olmalı, evin içerisinde hasta var dikkat edin anlamına gelen, o güzelim sarıçiçeğe ve hastaya hürmeten...  Kırmızı çiçek gördük diyelim. O evde gelinlik çağda bir hanım kız var ey ahali, konuşmalarınıza yine dikkat kesilin de hanım kızı mahcup edecek bir kelime çıkmasın ağzınızdan demekti.  Kapılarında ve duvarlarında gördüğü