Ana içeriğe atla

Kayıtlar

sosyal medya etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Sosyal Medyanın Gücü ve Etkisi

Amerika’da 2012 yılında, 16 yaşına basan genç bir kızın Facebook üzerinden arkadaşlarına göndermek istediği davetiye gizlilik ayarını yanlış seçtiği için otuz bin civarında kişiye gitti.  Evine davet ettiği kişiler gelmeye başlayınca olayın yanlışlığı anlaşıldı ve polis çağırmak zorunda kalmıştı. O günlerde akıllı telefonların kullanımının pek yaygın olmadığını belirtmek lazım. Bu hatayı şimdilerde sosyal medya üzerinden yapsa idi belki de bu sayı yüz binlerle anılırdı.  WhatsApp gruplarından veya diğer sosyal medya ağları üzerinden popüler bir haberin veya videonun kitlelere ulaşma hızı neredeyse ışık hızıyla yarışıyor desem abartmış olurum. Fakat bu abartı da olsa gerçeklik payı olan bir abartıdır.  15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında da sosyal medyanın gücü ve etkisi bir kere daha ortaya çıkmadı mı? 15 Temmuz gecesi Twitter, Facebook ve diğer sosyal medya ağlarında paylaşılan "darbe girişimi" haberleri kısa sürede milyonlarca kişiye ulaştı.    Gazetelerin android

Sosyal Medyanın Doğuşu

Aslında sosyal medya kimse farkında olmadan doğdu! Her şey 1970'lerin başında yan yana duran iki bilgisayarın birbirine elektronik posta atmasıyla başladı.  Bu durum bilgisayarların ve diğer teknolojik aletlerin bir platform sayesinde  birbirine bağlanabileceğini ortaya koydu.  Tahmin ettiğiniz gibi bu platform ise İnternetten başkası değildi. Bilim ve teknolojinin baş döndürücü gelişmesiyle birlikte 2000'lerden itibaren sosyal medya alanında birçok yenilik sağlandı ve çıkarılan yeni sosyal ağlar dünya üzerinde;  milyonlar, hatta milyarlarca insan tarafından kullanılmaya  başlandı. Sosyal medya gibi yeni iletişim teknolojilerinin hayatımıza girmesi ile iletişim tercihlerimiz zaman içerisinde değişti. İlk insanlardan bu yana iletişim kurmak için; işaretler, resim, ilkel yazı örnekleri, duman, müzik aletleri gibi araçlar geliştirildi. Gelişen bilim ve teknoloji ile birlikte bu iletişim araçları yerlerini; yazı, mektup, telgraf, telefon, faks, elektronik posta

Dijital Çağda Türkiye

Dijital teknolojilerin yaşamımıza izin almadan girdiği bir çağda yaşıyoruz. Bundan çok değil, on sene öncesinde şimdiki teknolojilerin neredeyse hiçbirisini konuşmuyorduk.  Sanal bir dünyada gerçek alışverişlerin yapıldığı; mesleklerin, kültürün, vatandaşlık bağının, sosyalleşme olgusunun, gazeteciliğin, imajın dijitalleştiği bir çağ bu.  Nesnelerin internetinin gündeme gelmesiyle bundan 8-10 sene sonrasında dünyada 50 milyon araç/gerecin birbirine internet ortamıyla bağlı olacağı tahmin edilen dijital çağda; arabanız garaja yaklaşırken su ısıtıcınız içeceğiniz kahvenin suyunu kendi kendine ısıtmaya başlayacak, en iyi aydınlatma ve ısıtma/soğutma tercihleri size göre akıllı evinizde ayarlanırken yapay zeka ürünü hologram ev arkadaşınız sizi karşılayacak, giysiniz sağlık sorunu ile karşılaşabileceğinizi doktorunuzla paylaşacak desem bana inanmayabilirsiniz. Akla hayale sığmayan imkanlar ve zamanın neleri getireceğini bilmediğimiz teknolojiler ile donatılmış bir zaman dilimine; tüm

Sayın hamili kart sahibi kardeşim ;

ETİKETLER  Meselemiz ne senin kartın, ne de mesleğin/etiketin...  Meselemiz etiketimizin yani mesleğimizin, kişiliklerimiz ve cemiyet hayatı üzerine yansımaları…  Şimdi, benlik algınıza sesleniyorum.  Benlik algısı kısaca kişinin kendisi hakkındaki algılarıdır. Ben dürüstüm, ben öfkeliyim, ben hırslıyım, ben çalışkanım, iyiyim, sabırlıyım, kararsızım vb…  Kişideki kendine güven, olumlu ve gerçek bir benlik algısı ile mümkündür. Bu sebeple de kendimize olan güveni sağlamak için olumlu ve gerçek benlik algısına nasıl ulaşacağımızı bilmemiz gerekir.  Olumlu ve gerçek benlik algısına sahip bir insanın cemiyet hayatındaki katkıları şüphesiz sayılamayacak kadar fazla olacaktır. Kişinin bu benlik algısı onu olması gerekene götüren ve kişiliğini şekillendiren bir olgu olacaktır.  Cemiyet hayatında hiç kimse faydasız değildir. Her birey, önemli bir işlevi yerine getirmektedir; bütünü oluşturan yapboz parçaları gibi, bireyler de cemiyeti oluşturmaktadır.  Eşyanın tabiatı gereği toplum hayatın

Hayatının Başrolü Sensin

                                                  Herkes kendi filminin başrol oyuncusudur.  Filmimizin konusunu, türünü ve kahramanlarını ise iyisi kötüsüyle belirleyen kişi ise yine biziz.  Hayatımız bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçer ya bazen, o anlarda düşünelim bakalım.  Film şeridinin devamında bu film, nasıl devam etmeli?  Hayatımızı pozitif olaylarla süslemek, istediğimiz işe girmek, hayal ettiğimiz okulu kazanmak,işimizi verimli hale getirmek vb. gibi konularda ise gelişim ve değişime açık bir insan olarak olaylara bakmalıyız.   İnsanın herhangi bir alanda sahip olduğu potansiyeli biraz daha öteye taşıması isteğine ve işine kişisel gelişim diyebiliriz.  Kişisel gelişimin en temel noktası, kişinin kendinin farkına varması ve tanımasıdır. Kişinin kendini tanıması, hangi alanlarda ne durumda bulunduğunu belirlemesi ve eksik olduğunu düşündüğü alanlarda kendini geliştirmeye karar vermesi, kişisel gelişim sürecinin başladığı andır.  Bu noktadan itibaren kişinin kendini

Değişimi Yakala ! Hayatı Iskalama...

Değişim Yönetimi ; Dünyada yeni gelişen bir olgu gibi görünse de tarihi, insanlık kadar eskidir. İşte değişim yönetimi konusunu da anlamamızı sağlayacak medeniyet tarihimizden örnekler; Tarihi değiştiren dönüm noktalarından biri: Tekerleğin icadı… Genel kabul görmüş anlayışa göre ilk insanların tekerleği icat etmeleri sonucunda bu yenilik, toplum hayatını önemli ölçüde değiştirmiştir. İnsanlar göçebe toplumlar şeklinde avcılık ve toplayıcılık yaparken geçinme derdine düşünce, taşıma işleri de sorun olmaya başlamıştır.  Sevk ve nakil işlerinin yapılması için çeşitli yollar denenmiştir. Hayvanların kullanılması ilk etapta etkili olmuştur. Tekerleğin keşfedilmesiyle, hayvanların da işleri kolaylaşmış ve sevk ve nakil işleri hızlanmıştır.  Tekerleğin icadından sonra mesafe kavramında değişiklikler olmuştur. İnsanların mesafeleri daha kısa sürede alması, işlerin daha çabuk halledilmesi insan ve yük taşımacılığındaki gelişmeler, diğer teknik ilerlemelerin de önünü açmıştır. Tekerleğin