Ana içeriğe atla

Dijital Çağda Türkiye

Dijital teknolojilerin yaşamımıza izin almadan girdiği bir çağda yaşıyoruz.

Bundan çok değil, on sene öncesinde şimdiki teknolojilerin neredeyse hiçbirisini konuşmuyorduk. 


Sanal bir dünyada gerçek alışverişlerin yapıldığı; mesleklerin, kültürün, vatandaşlık bağının, sosyalleşme olgusunun, gazeteciliğin, imajın dijitalleştiği bir çağ bu. 

Nesnelerin internetinin gündeme gelmesiyle bundan 8-10 sene sonrasında dünyada 50 milyon araç/gerecin birbirine internet ortamıyla bağlı olacağı tahmin edilen dijital çağda; arabanız garaja yaklaşırken su ısıtıcınız içeceğiniz kahvenin suyunu kendi kendine ısıtmaya başlayacak, en iyi aydınlatma ve ısıtma/soğutma tercihleri size göre akıllı evinizde ayarlanırken yapay zeka ürünü hologram ev arkadaşınız sizi karşılayacak, giysiniz sağlık sorunu ile karşılaşabileceğinizi doktorunuzla paylaşacak desem bana inanmayabilirsiniz.


Akla hayale sığmayan imkanlar ve zamanın neleri getireceğini bilmediğimiz teknolojiler ile donatılmış bir zaman dilimine; tüm dünya ile birlikte ''Milenyum Çağı'' demeye alışmışken, son yıllarda fazlaca dillendirilen ismiyle ''Dijital Çağa'' hoş geldiniz. 

Fütürizm dolu bu paragrafı konunun girişi ve dikkat çekmek maksatlı yazsam da ben yukarıda saydığım tüm konuların yakın gelecekte sıradanlaşan teknolojiler olacağını düşünüyorum. 

Türkiye'nin dijital çağdaki ve gelecekteki muhtemel yerini merak edenler, buyurun hep birlikte konuyla ilgili fikir yürütelim. 

Dijital Çağda Meslekler 

Bir kimsenin kendine temel çalışma alanı edindiği, geçimini sağlamak için yaptığı sürekli işe meslek denir. Meslek denilince hemen akıllarımıza gelen mesleklerden bazıları şöyledir; nalbantlık, semercilik, eyercilik, mumculuk, kalaycılık, bakırcılık, hallaçlık... 

Hemen hadi canım sende dediğinizi duyar gibiyim. 

Evet bütün bu meslekler şimdilerde unutulmaya yüz tutmuş mesleklerden sayılıyor. Demek ki meslekler de evrilip değişkenlik gösterebiliyor. 

Peki bu değişimin temel kaynağı nedir? 

Bu değişimin temel kaynağı insanlığın tarihi serüvenindeki bilimsel ve teknolojik gelişmelerdir. İnsanlığın ihtiyaçlarına eş olarak gelişen bilim, ürün olarak teknolojik cihazlarla birlikte insanoğlunun değişen ihtiyaçlarını karşılayarak farklı mesleklerin oluşumuna sebep olmuştur. 

Dijital çağda meslekler denilince; yapay zeka mühendisleri, robotik kodlama uzmanları, endüstri mühendisliği, enformatik mühendisliği, ergonomi mühendisliği, uluslararası finans uzmanlığı, fizik tedavi uzmanlığı, internet gazeteciliği, mekatronik mühendisliği, moleküler biyoloji, genetik, psikoloji, yazılım mühendisliği, uluslararası ilişkiler, yönetim bilişim sektörü, görsel iletişim tasarımı gibi meslekler akla geliyor. 

Görüldüğü gibi birçok dinamiğin bir arada bulunabildiği meslekler daha gözde meslekler olarak ortaya çıkmakta. Bu aslında tam da şu anlama geliyor. Eskiden sadece elektrikçilik mesleği yeterli bir meslek iken şimdilerde bu mesleği icra etmek için elektrik/elektronik sistemleri bilmek gerekli bir durum olarak karşımıza çıkıyor. 

Eskiden matbaacılık mesleğinin emekçileri ekmek paralarını bu meslekten kazanıyorlarken, şimdilerde ise dijital çağda tasarım ve dizgi bilen yayıncılar matbaacılık mesleği erbaplarının yerini almakta. 

Kaçırılmaması gereken nokta değişimin sürekli hale geldiği dünyada, çağın teknolojilerinin gerektirdiği meslek seçimlerini yaparak, çağı yakalamanın zorunlu hale geldiğinin unutulmaması diye düşünüyorum. 

Dijital Çağda Kültür / Sanayi 4.0 

Baştan belirteyim ki 'Kültür' derken kelimenin sosyolojik anlamlarını açıklamayacağım.

'Kültür' kelimesinin dijital çağda içinin nasıl doldurulabileceğinden yola çıkarak bu konu ile ilgili düşünce tarzımızın, dijital çağda nasıl değişeceğine işaret edeceğim.
Son zamanlarda sıkça duyduğumuz ' Sanayi 4.0 ' kavramının makalelere, sunumlara, kitaplara konu edildiğini görüyoruz. 

Bu konu ile ilgili araştırma yaptığımızda ise kavramın isim babasının Almanlar olduğu anlaşılmakta. Almanların bilim, teknoloji ve mekanik alanındaki gelişmişliklerinin hepimiz farkındayız. ' Sanayi 4.0 ' kavramının da bu bağlamda kapitalizmin yeni bir versiyonu olarak ortaya sürüldüğü bir gerçektir. 

İlerleyen yıllarda daha çok hissedilecek olan bu yeni sanayileşme dalgasının ve büyüme döneminin her alanda etkilerini göreceğiz. Bu yeni döngünün en önemli bileşeni ise dijital çağdaki kültür dönüşümünü ne kadar sağlayabildiğimiz.

Fütürizm konularına da çok girmek istemiyorum fakat bu konu ile ilgili daha önceki yazılarıma ek olarak ' Sanayi 4.0 ' kavramının gelecekteki kültürel değişime etkilerini de açıklamak istiyorum.

Dikkat edilmesi gereken bir husus da ' Sanayi 4.0 'dan bahsedildiğinde; nesnelerin internetinden, yapay zeka/insansılaşmaktan, giyilebilir teknoloji ürünlerinden, pek çok alanda fiziksel ve zihinsel insan gücüne olan ihtiyacın azalması olarak karşımıza çıkmakta. 

Geleceğin teknolojileri ile birlikte insanların gelecekte nasıl ihtiyaçlarının olacağı, bu ihtiyaçları hangi teknolojik sistemlerle karşılayacaklarını zamanla göreceğiz. 

Bazı ihtiyaçların ortadan kalkarak bazılarının sıfırdan hayatımıza gireceği düşünülürse kültürel manada da bir değişim ve dönüşümün meydana geleceğini söyleyebiliriz.

Bunların tümü bir araya geldiğinde insan yaşamının nasıl değişeceğini hangi ihtiyaçların ortadan kalkıp hangilerinin ortaya çıkabileceğini görmek için gerekli anahtar ise kültürel değişim.


Bundan çok değil yirmi yıl öncesinde hayatımızda yavaş yavaş yerini alan bilgisayarın atası sayılan, 1947 yılında ilk defa basına tanıtımı yapılan ilk bilgisayar ENIAC; 30 ton ağırlığında, 167 metrekare büyüklüğünde iken, zamanla küçüldü, ucuzladı, günlük hayatın vazgeçilmezleri arasına girdi. Son teknoloji harikası iPad'lar, bilgisayar ve internet dünyasını tamamen dokunmatik ekranla işleyen bir platforma taşıdı. 

Yirmi yıl sonra internet ve mobil teknolojinin yaşam ve alışveriş şeklimizi değiştirebileceğini, üretim ve iş yaşantımızı bambaşka noktalara taşıyabileceğini kaçımız öngörebilirdik? 

Evet, öngöremezdik, çünkü o güne kadar içinde yaşadığımız analog dünyanın değişim hızı böyle şeyleri tahmin etmemize imkan tanımazdı. Ancak yirmi yıldır bir dijital değişimin içinde yaşıyoruz. 

Günümüz teknolojisi ile biz eve gelmeden klimamızın evimizi istediğimiz ısıda tutması, buzdolabının internete bağlanarak sipariş vermesi, akıllı arabalar ile sürücüsüz yol alınabilmesi, vb. gibi dijital deneyimler hayal olmaktan çıkıyor.

Burada kastettiğim şey şirket yönetiminden devletin yönetimine, bürokrasiden eğitim sistemine kadar her alanda çalışan insanların dünyanın gittiği nokta konusunda fikir sahibi olmalarının gerekliliğidir. 

Ülkemizde bu gereklilik eğer başarılamazsa ' Sanayi 4.0 ' devrimi de buharlı makinenin icadı ile başlayan ilk sanayi devrimi gibi yakalanamayacak ve gelişmekte olan ülkelerdeki sıralamamız hiçbir zaman muasır medeniyetler seviyesine çıkamayacaktır. 

Dijital Çağda Vatandaşlık

Dijital çağdaki baş döndürücü teknolojik gelişmeler günümüzde okulların nitelikli ve iyi birer vatandaş yetiştirme sorumluluğunun yanı sıra ‘dijital vatandaş’ yetiştirme sorumluluğunu da ortaya çıkarıyor.

Dijital vatandaşlık, dijital ortamlarda varlığı olan, bilgiyi hem kullanan hem de yayılmasına yardımcı olan, iletişim kuran, alışveriş yapan, genel olarak da dijital sorumluluklarının farkına varan ve bu farkındalıkla davranan kişiler için kullanılan bir terim olarak kullanılmaktadır. 

Okullarımızda öğrencilerin teknolojinin nimetlerinden faydalanırken uluslararası normlara ve etik kurallara dikkat ederek kullanmaları önem arz ediyor. Burada genel ahlaki prensiplerden de bahsedilebilir. Bu nedenle teknolojiyi kullanan herkesin dijital vatandaşlık etiğinden haberdar olması ve bu normlara uyması gerekiyor. 

Dijital çağda istendik vatandaş tanımında; bilgi ve iletişim kaynaklarını doğru kullanabilen, teknolojik aletleri doğru ve etkin kullanabilen, internet ortamında online hareketlerinin de cezai sorumlulukları olduğunu bilen, dış dünya ile iletişim kurarken evrensel değerlere dikkat edip uygulayabilen kişilerin dijital çağda vatandaş tanımına uydukları söylenebilir. 

Dijital Çağda Sosyalleşme ve Yabancılaşma

Dijital çağda vatandaşlık başlığı altındaki norm ve etik değerlere uyan günümüz insanının dijital çağda sosyalleşme konusunda da aynı değerler bütününe tabi olduğunu söyleyebiliriz. 

İnsanların sosyal birer varlık olduğu gerçeğiyle adına kent, köy, vb. ne dersek diyelim sosyal alanlarda yaşayan insanoğlu tarihi seyirde yalnız ve yabancı kalmayı seçmemiştir. 

Sosyalleşme ve yabancılaşma konularında iletişim kurallarının geçerli olduğundan yola çıkarak insanoğlunun; doğru ve etkin bir iletişim yoluyla sosyalleşebileceğini, tam tersi durumda ise yabancılaşabileceğini söyleyebiliriz. 

İnternet ve sosyal medya kullanımıyla birlikte hayatımıza giren farklı platformlarda arkadaşlıklar, gruplar kurularak sosyal paylaşımlar yapılması insanlığın sosyalleşmesini mi yabancılaşmasını mı arttırmıştır tartışılır. 

Sosyal medya hesaplarında binlerce hatta on binlerce takipçisi veya arkadaşı bulunan birinin günlük hayatta yüz yüze görüştüğü kişilerin sayısı bir elin parmağı sayısını geçmemektedir. Hatta bir ihtiyacı olduğunda kurduğu sanal arkadaşlıkların kendisine bir faydası dokunmamaktadır. 

Sanal arkadaşlıkların insanlığı sosyalleştirmekten çok yabancılaştırmaya sürüklediği, insanlar arasında ahlaki normların sanallık perdesi arkasında kalkmaya başladığı, toplum hayatından yabancılaşan insanın da ahlaki açıdan sıkıntılar çektiği aşikardır. 

Burada dikkat edilmesi gereken husus; sosyal medyanın aktif bir şekilde fakat ahlaki değerlere ve uluslararası normlara uygun olarak kullanılmasının doğru olacağıdır. 

Günümüz iletişim teknolojilerinin kullanılmaması durumunda kişinin toplumdan kopma tehlikesi bulunmaktadır. Örneğin günümüzde elektronik posta kullanmayan, akıllı telefonu olmayan, iletişim kanalları olarak güncel uygulamalardan faydalanmayan birinin sosyal olduğu söylenemez.

Dijital Çağda Şehirler


Dijital çağda şehirlerin artık teknolojik imkanlarla yönetilmesi gündemdedir. Ülkemiz nüfusunun % 90'ın üzerindeki bir kısmı il ve ilçe merkezlerinde yaşıyor. Bu özelliğiyle de günümüzde nüfus yoğunluğu düşünülerek akıllı şehir yönetim uygulamalarının elzem olduğu söylenebilir. 

Şehirler sadece gösterişli binalar, geniş bulvarlar, modern parklardan ibaret mekanlar değildir. Şehirler için insanı temel nokta olarak kabul eden; insana saygılı, her şeyin insana göre ve insan için olduğu mekanlardır denilebilir.

Bu özellikleriyle de şehirlerimizde dijital çağda yeni teknoloji ve gelişmelerin aynı ufuk noktaları ile insan yaşamının toplum hayatındaki kalitesini arttırmaya yönelik uygulamaları önemlidir. 

Akıllı şehirler kavramı; yaşam kalitesini arttıran bir dinamiktir. Dijital çağın gereklerini bütün teknolojik imkanlarla birlikte akıllı şehir uygulamaları ile kullanarak yaşam kalitesinin arttırılması temel hedef olmalıdır. 

Kaynakların etkin ve verimli kullanıldığı, teknolojinin getirdiği imkânların insan yaşamı için seferber edildiği, tüm paydaşların şehir yönetimi ile entegre olduğu şehirler, mahalleler, sokaklar temel hedeftir. 

Akıllı şehirler, aynı zamanda dijital dönüşümün çok önemli bir parçası. Akıllı şehirler kavramının yanına, 'dijital kentler' gerçeğini de koymak durumundayız. Çünkü günümüzde sadece teknolojiler ve makineler değil; şehirler de dijitalleşiyor.

Şehirlerimizde öncelikle alt yapı ve üst yapı hizmetleri olmak üzere; ulaşım, telekomünikasyon, bilgi ve hizmet sektörleri gibi birçok sektörün akıllı teknoloji ürünlerinin kullanılması çok önemli hususlar olarak karşımıza çıkıyor. 

Dijital Çağda Ulaşım

Hazır olsak da olmasak da ulaşım sektörü için değişim kapıda. Bu değişimin sinyalleri kamu sektörünün akıllı sokaklara ve dijital tren yollarına yatırımlarında, otomotiv üreticilerinin yeni nesil araç üretmeye ve akıllı ulaşım hizmetlerine odaklanmalarında ve bilgi çağının er ya da geç ulaşım sektöründeki statükoyu değiştireceğinin kaçınılmaz gerçekliğinde göze çarpıyor.

Dünya genelinde şehirlerde yaşayan nüfus artıyor ve bu artış mevcut karayolları, demiryolları ve diğer ulaşım kanallarının kapasitelerindeki artıştan daha hızlı gerçekleşiyor. Ulaşım altyapısının üzerindeki bu baskı yılda yaklaşık 1 trilyon doların üzerinde yatırımı gerektirmekte. Ancak, daha fazla yatırım ve yapılaşma her zaman daha fazla kapasite üretilebileceği anlamına gelmiyor. Teknoloji bu noktada devreye giren ve ulaşım şeklimizi değiştirecek çok önemli bir unsur olarak öne çıkıyor. 

Dijital Çağ’la birlikte teknoloji bizlere akıllı telefonlar, gerçek-zamanlı planlama, erişilebilir trafik verisi ve sosyal tüketici hizmetleri sunuyor. Artık, yolcular her türlü bilgiye sahip. Bu önemli değişim, alternatif rotaları göstererek, fiyat kıyaslaması sunarak ve ulaşım ağının statüsünü göstererek tüketicilere gerçek seçenekler sunuyor. Ulaşım şirketleri bu duruma uyum sağladıkça ve sektöre yeni oyuncular girdikçe, UBER gibi yeni iş modelleri gelişecek ve tüketici bilgisinin kullanımı, ödemeler, entegrasyon ve otomasyon gibi alanları dönüştürecek.

Dijital Çağda Gazetecilik

Dijital çağ, diğer bir çok alanda olduğu gibi kitle iletişim araçlarını da çeşitli yapı ve yöntem teknikleri bakımından güncellenmeye zorluyor. Gazeteler varoluş felsefeleri olan haber bulma ve haber verme işlevlerini geleneksel yapısının yanı sıra internet ve sosyal medya ortamında da sürdürmeye çalışan etkin bir medya ortamı olarak görülüyor. http://bilimselkalem.blogspot.com.tr/2017/12/basn-kitle-iletisim-arac-mdr-kitle-imha.html 


Basın; haber bulan ve bu haberleri yorumlayarak yayan kuruluşlarının genel adıdır. Haber alma isteğinin-kaynağının, merak duygusu ile birlikte, ilk insanlara kadar uzandığını söyleyebiliriz. 

Bu iletişimsel teşkilatlanmanın internet dilindeki farklı isimlerine; online, sanal, dijital, elektronik gazetecilik, ayrıca web ya da internet gazeteciliği de deniliyor. 

İnternetin yaygınlaşmaya başlamasından günümüze, dijital ve online gazetecilik,habercilik yapan dijital gazete sayısı tüm dünyada 20.000’lerle ifade ediliyor. 

Dijital çağda bu yeni gazetecilik anlayışının klasik baskı gazetecilik anlayışına göre tüm dünyada daha etkin kamuoyu etkisi oluşturabileceği kesin. Yayıncılığın ekonomik boyutu tarafıyla da yeni anlayış klasik anlayışa göre çok daha az maliyetli olması ve daha çok kişiye ulaşabilmesi açısından etkili ve ekonomiktir diyebiliriz. 


Bir kitle iletişim aracı olan gazeteciliğin,''dijital devrim'' yoluyla online gazeteciliğe dönüşümünü zamanla tamamlayacak ve klasik anlayıştaki gazeteler yakın gelecekte belki de sadece hatıralarda yerini koruyacak.

Dijital Çağda Sanat

Bilim ve teknoloji şüphesiz her şeyi dönüştürüyor ve sanat da bundan nasibini alarak etkilenmeye başladı. Değişen dünya nüfus yapısı ve gençlik akımları sanatsal açıdan yeni yöntemler geliştirerek sanat pazarını alıcısıyla buluşturmaya başlıyor. 


Örneğin ünlü bir resim müzayedesini ele alalım, o resim eskilerde sadece müzayededeki kişilere satılmakta iken dijital çağda dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi biri tarafından satın alınabiliyor. Dijital çağ bu konuda sanata ulaşamayan kişilere erişimi kolaylaştırması açısından da sanatseverleri memnun edeceğe benziyor.

Dijitalleşme sayesinde aynı zamanda sanatın dokunduğu insan sayısı genişleyecek, bu sayede yeni iş fırsatları, yeni sanatçılara finansal olanak ve tanınmışlık sunarken; koleksiyonculuğu ve o koleksiyonlara ev sahipliği yapacak sanat kurumlarının sayısının artmasını sağlayacak.

Dijital Çağda İmaj

Fiziksel dünyada ulaşabileceğiniz kişi sayısı, tanınırlığınız ve etki alanınız ne kadar geniş olursa olsun, dijital ortamlarda yaratacağınız kadar büyük bir etkiyaratmanız, aynı anda yüz binlere hatta milyonlara ulaşmanız bir parti genel başkanı ya da sinema artisti falan değilseniz neredeyse imkansızdır. 

Bu nedenle eğer internette / sosyal medyada iseniz, dünyanın herhangi bir yerindeki hedef kitlenize, takipçilerinize çok kısa bir süre içinde ulaşmanız mümkündür. Ancak kısa zaman içerisinde büyük bir kitleye ulaşmak farklı bir disiplin ve etik anlayışını da beraber getiriyor. Buna da dikkat etmek gerekiyor.

Dijital dünyada herkes her dakika göz önünde. Özellikle fikirleri ve yaptıkları takip edilen ve sektörünüzde bilinen bir kişiyseniz herkesin size ulaşması Google ile birkaç saniye bile sürmüyor. İnsanları internet ortamındaki görünüşünüzle etkilemeniz ise on saniye. Dijital imajınız işte tam da burada devreye giriyor ve bu saniyelerin doğru tanınmanız için önemi ortaya çıkıyor.

Bütün bunların yanında internet ortamında birçok bilgi kirliliği de mevcut. Ünlü biriyseniz veya üst düzey yönetici, lider vb. iyi haberleriniz kadar kötü haberlerinizin de yapılacağı gerçeğine alışmalısınız. Bu haberleri doğru ve etkin yönetebilmek için ise dijital imaj uzmanları ile kontrol edebilirsiniz. 

Doğru bir strateji ile hedef kitlenizi doğru yönlendirmek, doğru mesajlar ileterek kendinizi doğru ifade etmeniz gerekiyor. İnternet ve sosyal medyada her yerde olmak değil, kaliteli ortamlarda olmak daha önemli.

Bu sizin imajınıza katkı sağlayan bir unsur olarak işinize yarayacak bir strateji.
Dijital imajınızı her zaman en doğru şekilde yönetmeniz ve tabiri caiz ise çizgide kırık oluşturmamanız gerekiyor. Çünkü imajınızı zedeleyecek dijital izler unutmayın ki hiçbir zaman silinmez. 

Profesyonel kişilere tavsiyem ünlü, lider, vb. biri iseniz dijital imaj konusunda profesyonel bir ekipten yardım alarak dijital imajınızı yönetmeniz en doğrusu olacaktır. Dijital imaj sizi amacınıza doğru götüren en doğru strateji ve yol olmasının yanında bir anda yanlış anlaşılmanızı sağlayan bir yol veya yöntem de olabilir. 


Güncel sosyal medya videoları buna örnektir. Fenomen haline gelen videoların aynı zaman diliminde tüm ülkede gündeme oturduğunu görüyoruz. Milyonlarca paylaşım alan bu videolar artık dijital çağın gerçekleri olmuş durumda. Dijital imajınızın da bir videoya kurban gitmemesi için çok dikkat etmeniz gerekiyor.

Dijital çağ ile ilgili daha birçok konu başlığı açarak konuyu inceleyebiliriz. Fakat bu konuda daha fazla başlık yerine gelecek düşüncesinin beyinlerde yer bulması daha çok önem arz ediyor.
Geleceği bizzat yaşayacak olan toplumun; gelecekteki kültür, sanat, eğitim, bilim, teknoloji vb. konularında evrilmesi ve geleceğe adapte olması çok mühimdir. 

Bu neticede çağı yakalayan bir millet olarak kendisini muasır medeniyetlerin de üzerine çıkaracak en temel unsur, milletin yine kendisidir diyebiliriz. 

"Gençliği yetiştiriniz. Onlara ilim ve irfanın müspet fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız." Mustafa Kemal ATATÜRK 

Sağlıcakla, hoşça kalın...

Yorumlar

  1. İhtiyaçların belirlenmesi konusu var birde.
    İhtiyaçları belirleyen nedir? kimdir?

    Almanların başlattığı 4.0 ise yeni ihtiyaçlar doğuracaktır.
    Okur-yazarlık kağıt kalemle olması gerekirken gözler dijital araçlardan kendini alamıyor.
    Bu kadar başdöndüren gelişmelerin karşısında başlatanların pazarı konumunda kalacağımız çok belli.
    Bu çalışmalar öyle 2 günde olmadı. Bir birikimin sonucudur. Bu birikim ise Türk topraklarında hiç hayat bulmadı yaşatılmadı.
    Kendini belirli bir seviyeye getirenler soluğu yurtdışında alıyor.

    Türkiye'de hep şöyle gizli bir mekanizmanın olduğunu gördüm. Ne zaman, nerede birşeyler yapabilen insanlar ortaya çıktı bir şekilde bu insanlar ya ortadan kaldırıldı ya da projeleri bir şekildi sabote edildi.
    Artık bunun adına ne denilirse...

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Bence devir online eğitim devri. İstanbul İşletme Enstitüsü online eğitim programları incelenmelidir.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Blogdaki Popüler Yayınlar

Bilim : Sanat : Toplum :

Toplumun Gelişmesinde; Bilim mi Sanat mı Daha Önemli ? Jean Jacques Rousseau tarafından 1750 yılında yazılan ''Bilimler ve Sanatlar Hakkında Nutuk/Söylev'' kitabındaki yazarın görüşü, az sonra okuyacağınız satırlardaki şahsi görüşlerime tam olarak uyuşmuyor diyebilirim. Toplumların gelişmesinde bilim ve sanat konularının rollerini eğer merak ediyorsanız hep birlikte merakımızı giderelim, ne dersiniz? Rousseau kitabında; bilimin ve sanatın insanları boş uğraşlara yönelttiğini ve erdem kavramını bitirdiğini söylüyor. Bilimin artması ve sanatın çoğalmasıyla yöneticilerin, askerlerin erdemlerini yitirmesi ve ahlaklarının bozulmasına sebep olduğunu anlatıyor.  Bu yüzden bozgun ve yenilgilere uğranıldığından bahsediyor. Hatta bir yerde ''…bize birçok bilim öğrettiniz, yüksek bilgilere ulaştırdınız; ama bütün bunların hiçbirini bize öğretmemiş olsaydınız yeryüzünde daha az mı kalabalık olacaktık?  Daha kötü mü yönetilecektik? Daha az güçlü, daha az sağlıklı, daha

Ruhunuzun bir tarafı, bırakınız 'Çocuk' kalsın !

' A nnesi gül koklasa, ağzı gül kokar' diye özetlese de şair, biz  anlatalım istedik. 'Çocuk' konusunu...                                                            ' Masum ' kimdir deseler, hemen aklımıza ilk olarak 'çocuk' gelir, öyle değil mi?  Tabii ki öyledir. Tüm çocuklar masumdur çünkü. Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her köşesindeki çocuk kalbi olabildiğince masum çarpar.  Peki çocuğun minicik kalbine sığdırdığı dünyalar kadar masumiyet   neler oluyor da çocuk  büyürken  azalıyor dersiniz?  Neler oluyor da dünyada olabildiğince kötü insanlar, bunca masum çocuk varken hala kötü kalabiliyor? Bu soruların muhtelif cevapları olsa da bizim ortak bir temennimiz vardır. Bir çocuk büyürken, beyni ve kalbindeki masumiyet azalmamalı, aynı zamanda içindeki küçücük çocuğa ait ruh, hep biraz çocuk kalmalıdır.👍  Yoksa etrafındaki acımasız dünyada ne kendisine yapılan haksızlıkları unutabilir. Ne de hataları ve ihanetleri atlatabilir.... Sabah se
EŞ ZAMANLI İNTERAKTİF UYGULAMALAR PROJESİ  “ VÜCUDUN SENİNDİR ONU KORU ” “ SANAL ÂLEMDE GERÇEK GÜVENLİK ” PROJELERİ ÖRNEKLEMİ İLE ANLATIMI 2017-MERSİN Proje Koordinatörü: Ahmet YALKIN / Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü MEZİTLİ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BİRİMİ PROJE GEÇMİŞİ ( 2015-2017) 1. Vücudun Senindir Onu Koru Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 2. Sanal Âlemde Gerçek Güvenlik Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 3. Mezitli – Eğitim Liderleri Akademisi ( Cumhurbaşkanlığı Protokol Eski Uzmanı / İhsan ATAÖV’ün katılımlarıyla  / İl genelindeki eğitim yöneticilerine ) 4. 2015 KA101 AB Projesi –( Kaynaştırma Öğrencilerine Yönelik /125000 € Hibe Bütçeli ) 5. 2016 KA101 AB Projesi – (Mültecilere Yönelik / 88512 € Hibe Bütçeli ) 6. 2017 KA101 AB Projesi –( Ortaöğretim Kurumlarında Erken Okul Ter