Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Özgürlük Kavramı ve Akıl Üzerine

Özgürlük nedir derseniz, en baştan söyleyeyim. Dünyadaki tanımları kadar geniş bir kavramdır...  Bir çok düşünür, bilim insanı, felsefeci, öğretmen, işçi, yurdum insanı gibi toplumun her kademesinde bulunan kişiler tarafından farklı tanımlarla karşımıza çıkar özgürlük. Benim anladığım herkesin bir özgürlük tanımının olduğudur. İnsan psikolojisi açısından her insanın farklı bir yapıda bulunduğu bir gerçektir. De ki: “Herkes kendi yaratılışına (fıtrat tarzına) göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir.” (İsra 84)  Yukarıdaki ayet bizlere her insanın farklı fıtrat üzere yaratıldığı gerçeğini bildirir... Her insanın farklı bir mizacı ve fıtratı varsa herkesin de özgürlük anlayışının birbirinden farklı olması çok normaldir o halde...  Hatta herkesin hayatında farklı zamanlarda farklı kavramlarla tanımlanır özgürlük.  Bana, özgürlük nedir diye sorarsanız? Kendi hayatım üzerinden, örneklerle anlatayım. Yedi yaşımdayken sorsaydınız bu soruyu ban

Şiir ve Sihir

Söz, kalemle buluşunca...  Bir mucize gerçekleşiverir hemen oracıkta. Sihirli bir cümle ortaya çıkıverir. Bazen tek bir cümledir bu. Bazen bir kaç cümle hepsi hepsi... Ve ... Sihirli bir zarf içinde sahibini arayan bir mektup misali Dokunacağı yüreğe iyi gelmeye, Dokunacağı yüreğe hissettirmeye gidiverir ... Aşkı, sevgiyi, coşkuyu, hasreti ... Şiir derler adına evet. Ve sihirlidir bence... Sihirli olmasa bu kadar kişi, Ezberler miydi ki, adını ezberler gibi. Adına şiir denilen bu tılsımlı cümleleri... Sihri ne midir peki? Kerameti kendinden menkul derler eskiler, abartarak anlatan kişiler için. Dur yahu ne abartıyorsun kardeşim diyenler ! Peki abartıyor muyum abartmıyor muyum ? Hep birlikte bakalım ne dersiniz? Girdiği bir iddia için : 'Kaybedersem eğer, soyadımı değiştiririm' diyen Cemal Süreyya, kaybettiği iddiadan sonra olmuştur Cemal Süreya ... Cemal Süreya’nın ilk aşkıdır Seniha.  Orta ikide sınıfın en güzel kızı Seniha ya aşık olur, derslerde onun

Hayatının Başrolü Sensin

                                                  Herkes kendi filminin başrol oyuncusudur.  Filmimizin konusunu, türünü ve kahramanlarını ise iyisi kötüsüyle belirleyen kişi ise yine biziz.  Hayatımız bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçer ya bazen, o anlarda düşünelim bakalım.  Film şeridinin devamında bu film, nasıl devam etmeli?  Hayatımızı pozitif olaylarla süslemek, istediğimiz işe girmek, hayal ettiğimiz okulu kazanmak,işimizi verimli hale getirmek vb. gibi konularda ise gelişim ve değişime açık bir insan olarak olaylara bakmalıyız.   İnsanın herhangi bir alanda sahip olduğu potansiyeli biraz daha öteye taşıması isteğine ve işine kişisel gelişim diyebiliriz.  Kişisel gelişimin en temel noktası, kişinin kendinin farkına varması ve tanımasıdır. Kişinin kendini tanıması, hangi alanlarda ne durumda bulunduğunu belirlemesi ve eksik olduğunu düşündüğü alanlarda kendini geliştirmeye karar vermesi, kişisel gelişim sürecinin başladığı andır.  Bu noktadan itibaren kişinin kendini

Değişimi Yakala ! Hayatı Iskalama...

Değişim Yönetimi ; Dünyada yeni gelişen bir olgu gibi görünse de tarihi, insanlık kadar eskidir. İşte değişim yönetimi konusunu da anlamamızı sağlayacak medeniyet tarihimizden örnekler; Tarihi değiştiren dönüm noktalarından biri: Tekerleğin icadı… Genel kabul görmüş anlayışa göre ilk insanların tekerleği icat etmeleri sonucunda bu yenilik, toplum hayatını önemli ölçüde değiştirmiştir. İnsanlar göçebe toplumlar şeklinde avcılık ve toplayıcılık yaparken geçinme derdine düşünce, taşıma işleri de sorun olmaya başlamıştır.  Sevk ve nakil işlerinin yapılması için çeşitli yollar denenmiştir. Hayvanların kullanılması ilk etapta etkili olmuştur. Tekerleğin keşfedilmesiyle, hayvanların da işleri kolaylaşmış ve sevk ve nakil işleri hızlanmıştır.  Tekerleğin icadından sonra mesafe kavramında değişiklikler olmuştur. İnsanların mesafeleri daha kısa sürede alması, işlerin daha çabuk halledilmesi insan ve yük taşımacılığındaki gelişmeler, diğer teknik ilerlemelerin de önünü açmıştır. Tekerleğin

Kırmızı Başlıklı Kız ve İyi Kalpli Kurt

Bir varmış, bir yokmuş; iki varmış, üç çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde; pireler berber iken, develer tellal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken çok eski zamanlarda, küçük bir kız yaşarmış... Günlerden bir gün annesi güzeller güzeli kızına kırmızı bir başlık dikmiş.  Başlık kıza o kadar çok yakışıyormuş ki zamanla herkes ona “Kırmızı Başlıklı Kız” diye seslenmeye başlamış. Masal bu ya Kırmızı Başlıklı Kız, etrafındakiler tarafından çok da sevilmeyen, kurnazlıklarıyla bilinen ve kimseye iyiliği dokunmayan biriymiş. Annesi bir gün onu yanına çağırmış: “Benim Kırmızı Başlıklı Kızım, bu ekmeklerle bir tas çorbayı al büyükannene götür. Yaşlı kadın çok hasta. Hem seni de özlemiştir.” demiş.  Kırmızı Başlıklı Kız ise, “Yol da çok uzak, neden hep ben gidiyorum ki?” diyerek karşılık verse de sepeti almış ve yola çıkmış.  Büyükannesine giden yol bir ormandan geçiyormuş. Ormanın içerisinde bir kurdun evi varmış. Kurt herkese iyilikler yapar, tüm hayvanlara sah

Miras Listesi

Miras Listesi Bir hikaye eşliğinde bir insan hayatını ve geride bırakacaklarını yani miras listesini, söze temsil ruhu üfleyerek tahayyül edelim. Doğan, büyüyen ve gelişen tüm canlılar bir gün ölürler. Ölüm bir son gibi görünse de, bize göre son ile başlayan bir başlangıçtır... Bütün canlılarda aşağı yukarı bu böyledir. Doğan her canlı büyür ve gelişir. Büyüme ve gelişme evresi sonrasında çoğalma duygusu ile dünyaya getirilen yavrular ve geçen zaman ile birlikte yaşlanma döneminin ardından kaçınılmaz son olan ölüm, son noktayı koyar. Ve başka bir dünyanın kapıları açılır... Ağlayarak dünyaya gelen bir insan yavrusu, anne babası ile yakınları tarafından mutluluk gözyaşlarıyla karşılanır. Ağlayarak dünyaya gelen bebek zamanla büyür ve gelişir. Etrafında hızla ve ahenkle akan dünyadaki hayatının anlamına doğru yolculuğu başlamıştır.  Bu yazımızda bir kahramana ihtiyacımız var. Söze temsil ruhu üflemek için... Kahramanımız; ilk çocukluk, çocukluk, gençlik çağlarının ardından yetişk