Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Değişim etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Karnımızı doyuruyoruz. Peki ya beynimizi ?

Açlık denilince aklınıza ilk gelen kelime nedir diye sorsam? Birçoğunuz, hemen ''Afrika'' diyecektir sanırım.  Bu soruya benim cevabım da, Afrika olurdu. Çünkü bu kelimeyi duyduğumda; açlıktan karnı içine geçmiş, gözleri yuvasından fırlamış bir çocuk beliriyor hemen aklıma. Sanırım, bu resim açlığın insani bir ihtiyaç olmasından kaynaklı.  Açlık oyunları filmini de izleyenleriniz vardır. Bu film senaryosuna göre kura ile seçilen ikişer gencin katıldığı "Açlık Oyunları" düzenlenmektedir. Kısmen eğlence amaçlı, kısmen de halka gözdağı vermeyi hedefleyen bu oyunlarda 24 farklı 'yarışmacı' bütün televizyon seyircilerinin gözleri üzerindeyken, rakiplerini eleme ve hayatta kalma mücadelesi vermektedirl er. Açlık Oyunları filminde temel vurgu hayatta kalmak için bir başkasının hayatına son verebilmektir. Açlık, insanın temel ihtiyaçlarından biridir.  Açlık hissi beslenerek giderilmediği zaman ise, insanın en temel hayati fonksiyonlarını, düşünce yetisin

Dijital Çağda Türkiye

Dijital teknolojilerin yaşamımıza izin almadan girdiği bir çağda yaşıyoruz. Bundan çok değil, on sene öncesinde şimdiki teknolojilerin neredeyse hiçbirisini konuşmuyorduk.  Sanal bir dünyada gerçek alışverişlerin yapıldığı; mesleklerin, kültürün, vatandaşlık bağının, sosyalleşme olgusunun, gazeteciliğin, imajın dijitalleştiği bir çağ bu.  Nesnelerin internetinin gündeme gelmesiyle bundan 8-10 sene sonrasında dünyada 50 milyon araç/gerecin birbirine internet ortamıyla bağlı olacağı tahmin edilen dijital çağda; arabanız garaja yaklaşırken su ısıtıcınız içeceğiniz kahvenin suyunu kendi kendine ısıtmaya başlayacak, en iyi aydınlatma ve ısıtma/soğutma tercihleri size göre akıllı evinizde ayarlanırken yapay zeka ürünü hologram ev arkadaşınız sizi karşılayacak, giysiniz sağlık sorunu ile karşılaşabileceğinizi doktorunuzla paylaşacak desem bana inanmayabilirsiniz. Akla hayale sığmayan imkanlar ve zamanın neleri getireceğini bilmediğimiz teknolojiler ile donatılmış bir zaman dilimine; tüm

Çağımızda Okuryazar Olmak

Yazımızda ; çağın okuryazarı olmak nedir, nitelikli ve entelektüel kişilerin özellikleri ve çağının okuryazarı olarak Türk ve dünya tarihine damgasını vurmuş kişiler üzerinden örnekler vererek çağın okuryazarı olmak konusunu, yaşadığı çağın gereklerini yerine getirmeyen kişilerin özelliklerini siz değerli okuyucularıma sunmaya çalıştım.  Biraz iddialı olsa da örnek sorularımız da şunlar; navigasyon programları kullanarak yön bulamayan, akıllı telefon uygulamaları ile hayatını kolaylaştırmayan, sosyal medyayı etkin ve doğru kullanarak iletişim kuramayan, dilini bilmediği bir ülkede akıllı telefon uygulamaları ile seyahat edip iletişim kuramayan biri ... Bir insan, çağımızda sadece okuması yazması var diye okuryazar sayılabilir mi? Asıl düşündürmek istediğimiz konu tam da budur.   Bütün bunlardan yola çıkarak; Drone teknolojisi, robotik kodlama, yapay zekâ vb. konuları ile Fatih Sultan Mehmet'in, Nikola Tesla'nın, İbn-i Sina'nın  alakasını merak edenler buyursunlar ef

Özgürlük Kavramı ve Akıl Üzerine

Özgürlük nedir derseniz, en baştan söyleyeyim. Dünyadaki tanımları kadar geniş bir kavramdır...  Bir çok düşünür, bilim insanı, felsefeci, öğretmen, işçi, yurdum insanı gibi toplumun her kademesinde bulunan kişiler tarafından farklı tanımlarla karşımıza çıkar özgürlük. Benim anladığım herkesin bir özgürlük tanımının olduğudur. İnsan psikolojisi açısından her insanın farklı bir yapıda bulunduğu bir gerçektir. De ki: “Herkes kendi yaratılışına (fıtrat tarzına) göre davranır. Şu halde kimin daha doğru yolda olduğunu Rabbin daha iyi bilir.” (İsra 84)  Yukarıdaki ayet bizlere her insanın farklı fıtrat üzere yaratıldığı gerçeğini bildirir... Her insanın farklı bir mizacı ve fıtratı varsa herkesin de özgürlük anlayışının birbirinden farklı olması çok normaldir o halde...  Hatta herkesin hayatında farklı zamanlarda farklı kavramlarla tanımlanır özgürlük.  Bana, özgürlük nedir diye sorarsanız? Kendi hayatım üzerinden, örneklerle anlatayım. Yedi yaşımdayken sorsaydınız bu soruyu ban

Hayatının Başrolü Sensin

                                                  Herkes kendi filminin başrol oyuncusudur.  Filmimizin konusunu, türünü ve kahramanlarını ise iyisi kötüsüyle belirleyen kişi ise yine biziz.  Hayatımız bir film şeridi gibi gözümüzün önünden geçer ya bazen, o anlarda düşünelim bakalım.  Film şeridinin devamında bu film, nasıl devam etmeli?  Hayatımızı pozitif olaylarla süslemek, istediğimiz işe girmek, hayal ettiğimiz okulu kazanmak,işimizi verimli hale getirmek vb. gibi konularda ise gelişim ve değişime açık bir insan olarak olaylara bakmalıyız.   İnsanın herhangi bir alanda sahip olduğu potansiyeli biraz daha öteye taşıması isteğine ve işine kişisel gelişim diyebiliriz.  Kişisel gelişimin en temel noktası, kişinin kendinin farkına varması ve tanımasıdır. Kişinin kendini tanıması, hangi alanlarda ne durumda bulunduğunu belirlemesi ve eksik olduğunu düşündüğü alanlarda kendini geliştirmeye karar vermesi, kişisel gelişim sürecinin başladığı andır.  Bu noktadan itibaren kişinin kendini