Ana içeriğe atla

Akılları Başa Getiren PANDEMİ

Bakmakla görmenin o tarifi zor ilişkisini anlatan eşsiz bir fotoğraf. Bir perspektifteki ağaç parçalarının gölgelerle dansı...

Aslında sadece ağaç parçalarının fotoğrafı.

Görebilene…


Konunun pandemiyle ne alakası var demeyin lütfen, sözümüz bakmakla görmenin dehşetengiz ilişkisini anlayabilene.

Az sonra sizi düşünmeye sevk edecek bir yazı okuyacaksınız. Genelde yazılarımda hep bu vurguyu yapmaya çalışırım fakat bugünlerde ‘düşünmeye’ daha çok zaman ayırdığımız bir gerçek. 

Benzer cümleleri başka arkadaşların kalemlerinden de okuyoruz fakat gelin bir de benim cümlelerimle okuyun.

Yazımda ''Düşünüyorum öyleyse varım.'' türü felsefi cümlelerle de konuyu derinleştirmeden yazacağım.

Doğrudan ve ezbere olmayan cümlelerle sizi düşünmeye davet ediyorum.

Düşünme eylemi olan ve insani bir çabanın tezahürü diyebileceğimiz, kadim geleneğimizdeki ''tefekküre...''

Haydi başlayalım:

Zamanın çarkı Firavunun sinekle imtihanını, pandeminin insanlıkla imtihanına çeviriverdi.

Zaman zuhur etti… İnsanlık tarihi kadar eski bir salgın, yeni ve farklı bir formla yaşlı dünyamızı kapladı. Adı daha öncekiler gibi: Kolera, tifo, tifüs, veba vb. olmasa da türü aynı. 

Yani gözle görülemeyecek kadar küçük bir virüs ailesinin zararsızca yaşadığı hayvani bir bünyeden, eşyanın tabiatına aykırı bir şekilde bir insana yerleşmesinden kaynaklı bir salgın.

Eşyanın tabiatını neden kullandınız diyenler olursa diye belirtmek isterim. Hayvansal bir bünyede zararsızca yaşamını devam ettiren bir canlı türü olan virüsler, o hayvanın kuralsızca tüketilmesi veya ahlak dışı muameleler yüzünden insanlara bulaşabiliyor. Bu da doğal olarak varoluş prensiplerine yani eşyanın tabiatına ters bir durum.

Ve geldiğimiz son noktada taşkın bir zümrenin insanlık dışı hareketleri yüzünden de küresel bir salgınla baş başa bir dünya…

Günlük can kayıplarının on binlerle ifade edildiği, koca koca ülkelerin gözle görülemeyen bir virüsle baş etmeye çalıştıkları, ekonomilerin çöküşe geçtiği, güç dengelerinin bozulduğu bir dünya…

Bu arada hayatınızda en çok anlam verdiğimiz o değerli şeyler nasıl da yok oldu değil mi bir anda.

Başta da belirttiğim gibi pandeminin insanlıkla imtihanı nasıl da hayatlarımızı altüst etti.

Sadece dünyalık telaşlarla hayatlarını israf edenler, klasik olacak ama lütfen kızmayın.

‘Yok canım ne alakası var. Benim böyle bir tanımda yerim yok’ diyenler de okusunlar bence. 

Sadece düşünmek için okuyalım.

Düşünsenize ¿

Binemediniz arabalarınız evlerinizin önlerinde sizleri bekliyor.

Gidemediğiniz fiyakalı mekanlar ise sadece fotoğraflardan ibaret bugünlerde.

Bankalarda bol sıfırlı hesaplarınız var fakat sanal market kuyruğunda sipariş bekliyorsunuz.

Oturamadığınız koca koca makamlarınız, yönetemediğiniz şirketleriniz var.

Evlerinizde değişiklik yapıp bazen salonda bazen de mutfakta oturuyorsunuz.

...

Bu liste uzar.

Öyle değil mi ¿

  • İnsan hamurunda bulunmayan bütün defoların, hırsların ve arzuların küçücük bir virüsle eşitlendiği nadir zamanlardan geçiyoruz.
  • Küçücük bir virüsün, zengin-fakir ayrımını kaldırdığı, güçlü ile güçsüzü bir potada buluşturduğu zamanlardan.
  • Bugünlerde herkes maske bulmak, kolonya almak, bol bol makarna yiyip, evde kalmak konularında ortak.

Yani neymiş ¿

  • Bir milyon liralık saat ile, yüz liralık saat, aynı zamanı gösteriyormuş.
  • Binemediğin lüks arabanın sana bir faydası yokmuş,
  • Zengin ile fakirin karnı aynı seviyede doyuyor, bir kuru makarna buna yetiyormuş.

Yani neymiş ¿

  • Yaşlı dünyamıza göre küçücük bir zaman diliminde ve sonunu bilmediğiniz ömrümüzde;
  • Gereksiz hırsa, ihtişama, israfa, kibir ve riyaya yer yokmuş.
  • Ayrıca insan hamurunda bulunmayan defolara da gerek yokmuş.
  • Ölçülü ve itidalli bir yaşam tarzı ile fakir fukarayı gözetip, yardımsever ve evrensel ahlâkî prensiplere saygılı bir birey olmak,İnsan olmakmış.

Asıl mesele bu kısacık ömürde insan olmak ve insan kalabilmekmiş.

Bir virüsün tüm insanlığa; yardımseverliği, ahlaki prensipleri, değerleri ve kutsal bildiğimiz her şeyi hatırlatacağını ve daha da önemseteceğini söyleseler belki gülerdik.

Bu salgın sonrasında eminim ki insanlık bu değerler manzumesini daha da kucaklayacak ve son zamanlardaki en iyimser tablo ortaya çıkacak.

Ama şunu unutmamak gerekir ki asıl mesele görebilmektir.

Bir virüsün getirdiklerini görebilmek, ağaç parçalarından oluşan fotoğraftaki perspektifi görebilmek gibi bir şey.

Aslında sadece ağaç parçalarının fotoğrafı.

Görebilene...

Yazının başında tefekkür demiştik ya. 

İnsani bir düşünme eylemi olarak tefekkür edelim…

Kendimizle baş başa kaldığınız şu dingin günlerde, en çok yüreklerimizin sesini dinleyelim.

Küresel salgının yaşlı dünyamızı terk ettiği günler için ümit var olalım ve,

O güzel günlerdeki önceliklerimizi yeniden sıralayalım, ne dersiniz?

Tabiatın, eşyanın, duyguların bu kadar çok tüketildiği dünyada ( buna kendimiz de dahil ) insanın kendisiyle baş başa kaldığı nadir zamanlardan geçiyoruz.

Kim bilir Allah, belki de önce kendimizle sonra diğer varlıklarla hemhal olmamız için bir kapı aralamakta.

O halde zamanı kendi içimizle yaşamanın tam vakti...

Şairin de dediği gibi:

''Ben zamanı unutursam

Kendimi yaşarım

Zamanı yaşarsam

Kendimi unuturum''

Sağlıcakla, hoşça kalın.

Yorumlar

Blogdaki Popüler Yayınlar

Bilim : Sanat : Toplum :

Toplumun Gelişmesinde; Bilim mi Sanat mı Daha Önemli ? Jean Jacques Rousseau tarafından 1750 yılında yazılan ''Bilimler ve Sanatlar Hakkında Nutuk/Söylev'' kitabındaki yazarın görüşü, az sonra okuyacağınız satırlardaki şahsi görüşlerime tam olarak uyuşmuyor diyebilirim. Toplumların gelişmesinde bilim ve sanat konularının rollerini eğer merak ediyorsanız hep birlikte merakımızı giderelim, ne dersiniz? Rousseau kitabında; bilimin ve sanatın insanları boş uğraşlara yönelttiğini ve erdem kavramını bitirdiğini söylüyor. Bilimin artması ve sanatın çoğalmasıyla yöneticilerin, askerlerin erdemlerini yitirmesi ve ahlaklarının bozulmasına sebep olduğunu anlatıyor.  Bu yüzden bozgun ve yenilgilere uğranıldığından bahsediyor. Hatta bir yerde ''…bize birçok bilim öğrettiniz, yüksek bilgilere ulaştırdınız; ama bütün bunların hiçbirini bize öğretmemiş olsaydınız yeryüzünde daha az mı kalabalık olacaktık?  Daha kötü mü yönetilecektik? Daha az güçlü, daha az sağlıklı, daha

Ruhunuzun bir tarafı, bırakınız 'Çocuk' kalsın !

' A nnesi gül koklasa, ağzı gül kokar' diye özetlese de şair, biz  anlatalım istedik. 'Çocuk' konusunu...                                                            ' Masum ' kimdir deseler, hemen aklımıza ilk olarak 'çocuk' gelir, öyle değil mi?  Tabii ki öyledir. Tüm çocuklar masumdur çünkü. Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her köşesindeki çocuk kalbi olabildiğince masum çarpar.  Peki çocuğun minicik kalbine sığdırdığı dünyalar kadar masumiyet   neler oluyor da çocuk  büyürken  azalıyor dersiniz?  Neler oluyor da dünyada olabildiğince kötü insanlar, bunca masum çocuk varken hala kötü kalabiliyor? Bu soruların muhtelif cevapları olsa da bizim ortak bir temennimiz vardır. Bir çocuk büyürken, beyni ve kalbindeki masumiyet azalmamalı, aynı zamanda içindeki küçücük çocuğa ait ruh, hep biraz çocuk kalmalıdır.👍  Yoksa etrafındaki acımasız dünyada ne kendisine yapılan haksızlıkları unutabilir. Ne de hataları ve ihanetleri atlatabilir.... Sabah se

Mersin Bilim Köyü Projesi

    BİLİM KÖYÜ PROJESİ   2017-MERSİN Proje Koordinatörü: Ahmet YALKIN Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü MEZİTLİ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BİRİMİ PROJE GEÇMİŞİ  (2015-2018) Vücudun Senindir Onu Koru Projesi (Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) Sanal Âlemde Gerçek Güvenlik Projesi (Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) Mezitli – Eğitim Liderleri Akademisi (Cumhurbaşkanlığı Protokol Eski Uzmanı / İhsan ATAÖV’ün katılımlarıyla / İl genelindeki eğitim yöneticilerine) 2015 KA101 AB Projesi – (2015 Kaynaştırma Destek Eğitim Hizmetlerinde Sınıf Öğretmenlerinin Kaynaştırma Eğitimi Konusundaki Yeterliliklerinin Artırılması Projesi/ 125000 € Hibe Bütçeli) 2016 KA101 AB Projesi – (2016 İlkokul ve Ortaokul Öğretmenlerinin Mültecilerin Eğitim Süreçlerine Dahil Edilmesi Konusunda Eğitilmesi Projesi / 88512 € Hibe Bütçeli) 2017 KA101 AB Projesi – (