Ana içeriğe atla

Aşktır bana yol bahşeden

Uzayda saatte yaklaşık 1600 kilometre hızla dönen yaşlı dünyamızın kadim topraklarına ayaklarını basıp etrafına bakan bir insan, yeryüzünde hareketsiz durduğuna inanabilir.

Fakat o anda dünyanın da içinde bulunduğu uzayda neredeyse her cisim inanılmaz bir hızla hareket halindedir. 

Ünlü Aktör Morgan Freeman'ın bir belgeselinde ifade ettiği ve benim de çok etkilendiğim bir örnek vermek istiyorum.

Büyük Patlama olarak ifade edilen Big Bang teorisine göre uzay ve zamanın yaratıldığı o büyük patlama noktasını, başlangıç ve şimdiyi bitiş noktası olarak seçersek aradan yaklaşık 13 milyar yıl geçtiği görülür. 

Bu zaman dilimini bir günün 24 saati şeklinde ifade ettiğimizde; yani büyük patlama anından şimdiye kadar geçen zamanı bir gün gibi düşünürsek 13 milyar yıl içinde;

Bir insan ömrünün yaklaşık bir saniyeden az olduğunu,

Hz. İsa'nın doğumunun üzerinden yaklaşık 15 saniye, Hz. Muhammet'in  doğumunun üzerinden yaklaşık 5 saniye gibi bir zaman geçtiğini söylersek zaman kavramını daha iyi ifade ederiz diye düşünüyorum.

Bu bilimsel zaman / mekân kavramlarının yanında yol / yolcu/ istikamet/ menzil kavramlarına biraz da felsefi ve edebi bir gözlükle beraberce bakmak isteyenlere sözümüz şunlardır:

Yol/cu

Yol için yolcu; yolcu için yol olmazsa olmazdır.

"Yol" herkes için farklı anlam taşıyan kelimelerden biri olsa da yol'da olanların ve yol'da kalanların hikâyesidir bu.

Belirli bir istikamette, sınırlı bir sürede iştirak ettikleri bu zahmete katlanana yol'cu; bu hale ise yolculuk diyebiliriz.

Aynı hal üzere, aynı istikamette yol alırsanız aynı yolun yolcusu olursunuz.

Aynı yolun yolcusu olmak demek, bir anlamda da aynı gemide yol almak demektir.

Hep bir çıkış, nihayet ve istikamet bildirir bize yollar. 

Özlem, sevgi, aşk, vuslat, ayrılık gibi birçok duyguyu; yine içinde "yol" ve "yolcu" geçen birçok türkü, şarkı, şiir, sözle ifade ederiz.

Hep bir yanımızdadır yol.

"Bir yanım gündelik şeyler evdir, ekmektir.

Bir yanım olmadık türküler söyler yoldur, özlemdir."- #şükrüerbaş

Bir yol tutturup gideriz hayat denilen ve kahramanı kendimiz olan hikâyemizde.

Bazen bu yolda mağlup olsak da galip sayarız kendimizi. 

Biliriz ki "Galiptir bu yolda mağlup."

Yol'da olmak / Yol'da kalmak
Giriştiğimiz iş, girdiğimiz yol demektir.

Bir yola revan olduğumuzda, bir işe koyulduğumuzda hissettiğimiz aşk ve şevkin bitirirken hissettiklerimizle aynı olması, giriştiğimiz işteki başarımıza bağlıdır.

Yani bir yola girmek başarmak için ön şarttır. Bu başarının anlamı da yine o yolda karşılaşılan engellere karşı duruşa bağlıdır. Yolda olanlar, yolda kalanlar zorlukları aşınca menzillerine ulaşırlar.

Yolda kalıp istikametleri üzere devam edenler için bir sonuçtur başarı.

Yol'da olmak ve yol'da kalmak insanın hayat çizgisinde kırık olmamasını, istikametini değiştirmeyip, kavli üzere yaşamasını kolaylaştırır.

Tersine Sorular ¿

"Bir garip yolcu" değil miyiz ¿ "hayat yolunda..."

Büyük Usta Neşet Ertaş'ın da sorduğu gibi:

''Hep yolcuyuz böyle geldik böyle gideriz

Dünya senin vatanın mı yurdun mu ¿''

Sahi öyle mi ¿

Bilimsel, felsefi ve edebi yönlerle zaman / mekân / yol / yolcu/ istikamet/ menzil kavramlarını incelemeye çalıştık.

Vesselam, ''Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece'' diyerek tükettiğimiz demlerin bitiminde, yazıya Yahya Kemal’in yol'u / yolcu'yu / yolculuğu özetlediği

''Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol.'' dizelerini bırakıyorum.

Zamanla beraber mekânın da ilerlediği, sürekli bir yol alma hali ile geçen ömrümüzü verimli kullanmak dileğiyle...

Sağlıcakla, hoşça kalın.


Yorumlar

  1. Cok guzel bir blog ve logo tasırımi blogunuzu takip etmeye basliyacagım ben de bir blog kurdum 1 hafta önce sizden tavsiye almak isterim iletisim icin mail atabilirsinux

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar, teşekkür ederim kardeşim. Blog yazarlığına hoş geldin. yalkin66@gmail.com mail adresim.

      Sil

Yorum Gönder

Blogdaki Popüler Yayınlar

Bilim : Sanat : Toplum :

Toplumun Gelişmesinde; Bilim mi Sanat mı Daha Önemli ? Jean Jacques Rousseau tarafından 1750 yılında yazılan ''Bilimler ve Sanatlar Hakkında Nutuk/Söylev'' kitabındaki yazarın görüşü, az sonra okuyacağınız satırlardaki şahsi görüşlerime tam olarak uyuşmuyor diyebilirim. Toplumların gelişmesinde bilim ve sanat konularının rollerini eğer merak ediyorsanız hep birlikte merakımızı giderelim, ne dersiniz? Rousseau kitabında; bilimin ve sanatın insanları boş uğraşlara yönelttiğini ve erdem kavramını bitirdiğini söylüyor. Bilimin artması ve sanatın çoğalmasıyla yöneticilerin, askerlerin erdemlerini yitirmesi ve ahlaklarının bozulmasına sebep olduğunu anlatıyor.  Bu yüzden bozgun ve yenilgilere uğranıldığından bahsediyor. Hatta bir yerde ''…bize birçok bilim öğrettiniz, yüksek bilgilere ulaştırdınız; ama bütün bunların hiçbirini bize öğretmemiş olsaydınız yeryüzünde daha az mı kalabalık olacaktık?  Daha kötü mü yönetilecektik? Daha az güçlü, daha az sağlıklı, daha

Ruhunuzun bir tarafı, bırakınız 'Çocuk' kalsın !

' A nnesi gül koklasa, ağzı gül kokar' diye özetlese de şair, biz  anlatalım istedik. 'Çocuk' konusunu...                                                            ' Masum ' kimdir deseler, hemen aklımıza ilk olarak 'çocuk' gelir, öyle değil mi?  Tabii ki öyledir. Tüm çocuklar masumdur çünkü. Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her köşesindeki çocuk kalbi olabildiğince masum çarpar.  Peki çocuğun minicik kalbine sığdırdığı dünyalar kadar masumiyet   neler oluyor da çocuk  büyürken  azalıyor dersiniz?  Neler oluyor da dünyada olabildiğince kötü insanlar, bunca masum çocuk varken hala kötü kalabiliyor? Bu soruların muhtelif cevapları olsa da bizim ortak bir temennimiz vardır. Bir çocuk büyürken, beyni ve kalbindeki masumiyet azalmamalı, aynı zamanda içindeki küçücük çocuğa ait ruh, hep biraz çocuk kalmalıdır.👍  Yoksa etrafındaki acımasız dünyada ne kendisine yapılan haksızlıkları unutabilir. Ne de hataları ve ihanetleri atlatabilir.... Sabah se
EŞ ZAMANLI İNTERAKTİF UYGULAMALAR PROJESİ  “ VÜCUDUN SENİNDİR ONU KORU ” “ SANAL ÂLEMDE GERÇEK GÜVENLİK ” PROJELERİ ÖRNEKLEMİ İLE ANLATIMI 2017-MERSİN Proje Koordinatörü: Ahmet YALKIN / Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü MEZİTLİ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BİRİMİ PROJE GEÇMİŞİ ( 2015-2017) 1. Vücudun Senindir Onu Koru Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 2. Sanal Âlemde Gerçek Güvenlik Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 3. Mezitli – Eğitim Liderleri Akademisi ( Cumhurbaşkanlığı Protokol Eski Uzmanı / İhsan ATAÖV’ün katılımlarıyla  / İl genelindeki eğitim yöneticilerine ) 4. 2015 KA101 AB Projesi –( Kaynaştırma Öğrencilerine Yönelik /125000 € Hibe Bütçeli ) 5. 2016 KA101 AB Projesi – (Mültecilere Yönelik / 88512 € Hibe Bütçeli ) 6. 2017 KA101 AB Projesi –( Ortaöğretim Kurumlarında Erken Okul Ter