Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Adalet : İsraf : Zaman :

5 Dakikada; Bu yazıyı okurken harcayacağınız beş dakikalık zaman dilimi içerisinde dünyada ortalama olarak; 1250 bebek doğacak ve bunların 55'i açlık sınırının altında büyüyecek. Dünyanın değişik yerlerine 1800 yıldırım çarpacak. İrili ufaklı 25 deprem olacak. 90'ı açlıktan olmak üzere 535 kişi hayatını kaybedecek. 81175 varil petrol tüketilecek. Ben bu istatistiği bir internet sayfasında gördüğüm zaman açıkçası üzerinde çokça düşünmüştüm. Dünyanın büyüklüğü ve insanın acizliği karşısında ise sarsılmıştım. Bir yanda ebeveynlerinin banka cüzdanlarında bol sıfırlarla geleceklerini garantiye almış bebekler, d iğer yanda açlık ve  sefalet içerisinde geçecek bir ömre kaç savaş sığacağından bile belirsiz bebekler... Aynı dünyada, aynı havayı soluyarak geçirecekleri süreli bir zaman dilimi içerisinde pek de adil olmayan bir serüvende yaşayacak ve ölecekler. Müzede bir gün ve adalet kavramı; Geçenlerde aile dostlarımızla Çingene

Gelecek Eğitimde

''Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, ASELSAN ile ortaklaşa savunma sanayi sistemlerine yönelik Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi kuracaklarını açıkladı.'' Çoktandır gelecek temalı, teknoloji eğitim ilişkisini konu alan bir yazı yazmayı düşünüyordum. Bu konuyla ilgili ümitlerimin artmasına sebep olan yukarıdaki haberi okumak, düşüncelerimi yazıyla ölümsüzleştirme işine karar vermemi hızlandırdı. İşte bugün tam da bu konuyu kaleme alma günüdür diye düşünüyorum. İnternet tabanlı bilgi paylaşım ağı da denilen bir blog yazarıyım. Blog sayfamda yazılarımı paylaşırken aynı zamanda heyecanımı, hayallerimi, geçmişe dair çıkarımlarımı ve geleceğe dair umutlarımı değerli okuyucularımızın düşünce deryalarına sunuyorum. http://bilimselkalem.blogspot.com/ Blog sayfamın girişinde okuyucularımı şu mesaj karşılar: ''Bilimsel Kalem sayfasında; üretken beyinlerin sancıları konusunda ortak bir düşünce ağına sahip olmaya, bilimsel, felsefi, edebi ve sanatsal fikir tartışmalarına

Sosyal Medyanın Gücü ve Etkisi

Amerika’da 2012 yılında, 16 yaşına basan genç bir kızın Facebook üzerinden arkadaşlarına göndermek istediği davetiye gizlilik ayarını yanlış seçtiği için otuz bin civarında kişiye gitti.  Evine davet ettiği kişiler gelmeye başlayınca olayın yanlışlığı anlaşıldı ve polis çağırmak zorunda kalmıştı. O günlerde akıllı telefonların kullanımının pek yaygın olmadığını belirtmek lazım. Bu hatayı şimdilerde sosyal medya üzerinden yapsa idi belki de bu sayı yüz binlerle anılırdı.  WhatsApp gruplarından veya diğer sosyal medya ağları üzerinden popüler bir haberin veya videonun kitlelere ulaşma hızı neredeyse ışık hızıyla yarışıyor desem abartmış olurum. Fakat bu abartı da olsa gerçeklik payı olan bir abartıdır.  15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında da sosyal medyanın gücü ve etkisi bir kere daha ortaya çıkmadı mı? 15 Temmuz gecesi Twitter, Facebook ve diğer sosyal medya ağlarında paylaşılan "darbe girişimi" haberleri kısa sürede milyonlarca kişiye ulaştı.    Gazetelerin android

Sosyal Medyanın Doğuşu

Aslında sosyal medya kimse farkında olmadan doğdu! Her şey 1970'lerin başında yan yana duran iki bilgisayarın birbirine elektronik posta atmasıyla başladı.  Bu durum bilgisayarların ve diğer teknolojik aletlerin bir platform sayesinde  birbirine bağlanabileceğini ortaya koydu.  Tahmin ettiğiniz gibi bu platform ise İnternetten başkası değildi. Bilim ve teknolojinin baş döndürücü gelişmesiyle birlikte 2000'lerden itibaren sosyal medya alanında birçok yenilik sağlandı ve çıkarılan yeni sosyal ağlar dünya üzerinde;  milyonlar, hatta milyarlarca insan tarafından kullanılmaya  başlandı. Sosyal medya gibi yeni iletişim teknolojilerinin hayatımıza girmesi ile iletişim tercihlerimiz zaman içerisinde değişti. İlk insanlardan bu yana iletişim kurmak için; işaretler, resim, ilkel yazı örnekleri, duman, müzik aletleri gibi araçlar geliştirildi. Gelişen bilim ve teknoloji ile birlikte bu iletişim araçları yerlerini; yazı, mektup, telgraf, telefon, faks, elektronik posta

Dört Mevsim

Binlerce yıl öncesinde insanoğlu doğadaki sesleri taklit ederek müziği keşfetti. Müziğin keşfi şüphesiz insanoğlunun dünya serüveninde çok önemli bir gelişme olarak diğer keşiflere yol açtı. Müziği tanımlamak gerekirse en doğal tanımı Konfüçyüs yaptı. Ona göre müzik; 'doğanın sesiydi.' Müziğin biraz da doğanın sesi olduğunu ispat edelim mi ?  O halde bir klasik müzik eserinin içinde düşünelim kendimizi ve hissettiklerimizi paylaşalım. Ünlü müzisyen Antonio Vivaldi; 'Dört Mevsim Konçertosunda', küçük bir orkestra ile dört mevsimde dolaştırır bizleri. İlkbahar kısmında tempolu ve coşkun bir şekilde insan ruhunu okşayarak dinletir.  Birdenbire bir fırtınanın korkunç uğultusu duyulur ve korkutur bizleri. O mevsim geçişiyle yaza girer Vivaldi.  Yazın güneşin merhametsiz bir şekilde canlıları kavurduğunu hissettirir. Av ve hasat zamanı sonbaharda, hasadın toplanmasını kutlayan çiftçilerin dansı ile coşturur.  Kış konçertosu ile, buz gibi havaya rağmen, kar üzerinde t

Fotoğraf ve AN

''En iyi makine en iyi fotoğrafı çekseydi en iyi daktiloya sahip olan da en iyi romanı yazardı.'' AN ' ları bir fotoğraf karesine ressam inceliğiyle hapseden Büyük Usta Ara Güler'i kaybettiğimiz bu günde, '' fotoğraf sanatının '' penceresinden bakarak objektifimize takılanları tahlil edelim, n e dersiniz?   Fotoğraf çekilirken zaman durur ve o anın tüm sihri hapsolur tüm renkleriyle fotoğraf karesine. O anın tüm sihrinin hapsolduğu fotoğraflardır ki onlar hatıralarımızdır aslında.  Fotoğraf bazen: Sevdiğine söyleyemediğin sözlerdir.  Anaya, babaya, sılaya özlemdir. Bir bakışla anlatılabilen sözler kadar çoktur görmesini bilene. Tekine bile bir kitap dolusu hatıra sığabilen geçmişimizdir. Zamanı durduran insan manzaralarının, bir kareye sığması olarak da değerlendirilen bir sanattır. Tüm dünyada fotoğraf sanatı denilir o yüzden bu sanata. Ve fotoğraf sanatçısı denilir, bu kareleri bir kağıda hapsederken yüreğinin güzell

Girizgâh

Söze, esas maksada giriş... Geçenlerde arkadaşlarla oturmuş sohbet ediyorduk.Tam da sohbetin konusunu içeren, maharetli arkadaşların varlığı ile ilgili şöyle bir cümle kullandım.  - ''Etrafımızda mâhir arkadaşlar var'' Dememe kalmadı ki, sohbete dahil arkadaşlardan biri ne dese iyi ? - ''Mâhir kim ? '' Ben de durdum ve dedim ki;  - ''Bizim bir arkadaş 😃''  Dil, edebiyat, kültür, sanat, vb. mülahazalarında geldiğimiz nokta işte biraz da böyledir.  Trajikomik bir haldir.  Cümle içinde kullanılan 'Mâhir' kelimesinin maharetli anlamında kullanıldığını bilmeyen, popüler kültürün esiri kitleler...  Kelime dağarcığı olarak birkaç yüz kelime ile hayatını idame ettiren, Türk ve İslam kültürünün kadim geleneklerinin farkında olmayan bu kitlelerin hâli, Moliere'in Gülünç Kibarlar tiyatrosunun konusunda da benzerdir.  Aristokrasi ve soyluluğa özenen ve onlar gibi davranan Cathos ve Madelon... Babalarının evlenmeleri için bu

Bir nükte de sizden olsun

Nükteler İnce anlamları ile bir kitap dolusu laf ile vereceğiniz mesajı bir cümle ile veren zeka ürünü cümlelerdir. Gülümsetirken düşündürdükleri içindir ki muhatabı olduğu kişileri etkileyen, z arif sözlerdir nükteler.  Şaka içeren fakat kırıcı olmayan bu sözler hayatımızın her anında karşımıza çıkarlar.  Nükte sanatında mahir olan '' nüktedan '' olarak anılan kişilerce de zekalarını ortaya koyma yolları olarak ince mesajlar vermek için kullanılırlar. Edebi ve siyasi birçok şahsın ünlü nükteleri vardır. Nükteleri ile yüzyıllarca anılan bu şahıslar kıvrak zekaları ve mesajları ile de örnek olurlar.  Konu ile alakadar eminim birçoğunuzun aklına ünlü nükteler ve nüktedanları gelmiştir bile, hatta gülümsetecek bir yazı beklentinizi de boş bırakmayacağım.  Fakat asıl vermek istediğim mesajı ise yazımın sonunda sakladım. Gülümseyerek başlayacağınız yazının sonunda da düşündürmek niyetindeyim. Yazı nüktelerle ilgili olunca elbette gülümsetmesi de, düşündürm