Ana içeriğe atla

Girizgâh

Söze, esas maksada giriş...
Geçenlerde arkadaşlarla oturmuş sohbet ediyorduk.Tam da sohbetin konusunu içeren, maharetli arkadaşların varlığı ile ilgili şöyle bir cümle kullandım. 


- ''Etrafımızda mâhir arkadaşlar var''
Dememe kalmadı ki, sohbete dahil arkadaşlardan biri ne dese iyi ?
- ''Mâhir kim ? ''
Ben de durdum ve dedim ki; 
- ''Bizim bir arkadaş 😃'' 

Dil, edebiyat, kültür, sanat, vb. mülahazalarında geldiğimiz nokta işte biraz da böyledir. 

Trajikomik bir haldir. 

Cümle içinde kullanılan 'Mâhir' kelimesinin maharetli anlamında kullanıldığını bilmeyen, popüler kültürün esiri kitleler... 

Kelime dağarcığı olarak birkaç yüz kelime ile hayatını idame ettiren, Türk ve İslam kültürünün kadim geleneklerinin farkında olmayan bu kitlelerin hâli, Moliere'in Gülünç Kibarlar tiyatrosunun konusunda da benzerdir. 

Aristokrasi ve soyluluğa özenen ve onlar gibi davranan Cathos ve Madelon...
Babalarının evlenmeleri için bulduğu iki soylu insandan daha da soylusunu isterler.

Ama bu iki soylu La Grange ve Du Croisy’nin oyununa denk gelerek onların uşaklarıyla zaman geçirmek zorunda kalırlar. 

Uşaklar ile kızların geldiği yer taşra olduğu için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar kibarlık çabaları üstlerine bir türlü oturmamakta ve oldukça komik durmaktadır...
Gülünç fakat kibar olmak da gerçekten komik bir hâldir. 

Moliere'in Gülünç Kibarlar eserinde anlatmak istediği şey aslında insanın geldiği yeri unutmaması ve gülünç durumlara düşmemesidir. 

Benim mesajım ise toplumlardaki dil ve fikir birliğinin fertleri de kaynaştıracağı ve anlaşmazlıklara son vereceği yönündedir. 

Türkçe konusunda gülünç durumlara düşmeye de gerek yoktur. Türkçesi varken ilgili kelimenin yabancısını kullanmak gereksiz bir durumdur ve gülünç de olabilir. 

Bir örnekle;
Büyüklerin sohbetlerinden feyiz almak, o meclislerde bulunmak için can verenler şöyle bir hitaba yabancı değillerdir. 

- Agâh ve mütenebbih olunuz... 

Bu iki kelimenin gönül iklimimizde farklı tesirleri olsa da anlamları şöyledir; Agâh ; yani farkında ve dikkatli olan. 

Mütenebbih; yani bir şeyden ders alıp aklını başına toplayan. Böyle ilim sohbetlerinde dinleyicilerin farkındalık düzeylerinin yüksek olmasını isteyen âlim, aynı zamanda bu hususlardan ders almalarını da arzu etmekte olduğundan böyle bit hitapla konusuna başlamaktadır. 

Eminim bu yazıyı okuyup da içinizde bazı kelimeler yüzünden bu adam ne demek istemiş diyenler de çıkacaktır. 

Yukarıda anlatmak isteğim husus da aynen bu vurgu içindir.
Dedesinin mektubunu okuyamayan torunlar olarak mahcup değil miyiz?
Mahcubuz çünkü anamızın ak sütü gibi arı, duru Türkçemizi ve özü Türkçe olan Osmanlıcayı, birkaç yüz kelimelik hapishaneye sığdırmaya çalışıyoruz ve bu durumun farkında bile değiliz. 

Günlük hayatta, yazın dilimizde, bir topluluk karşısında vb. kelime dağarcığımızdaki kifayetsizlik nedeniyle kendimizi yeterince ifade edemiyoruz.
Evet yazımızdaki az sayıdaki eski dille ifade edilen kelimeleri ve cümle bütünlüklerini anlamlandıramayan kardeşlerim de olacaktır. 

Zaten ağır ve edebi bir dil ile anlatım illa ki güçlüdür demek niyetinde de değilim. Bunun doğru olmadığını da düşünüyorum. Dilin yaşayan bir ağaç gibi farklı zamanlarda farklı gelişim göstermesi de kabildir. 

İmparatorluk kurmuş bir milletin ferdi olarak yaşayan Türkçemizin diğer dillerden aldığı kelimeleri ile daha güçlü olduğunu savunuyorum.

Türk Dil Kurumu'nun yayınladığı güncel Türkçe sözlüğünde 111 bin 27 kelime vardır. Bunlardan yaklaşık 15 bini ise yabancı kökenli kelimelerdir.
Kökeni itibari ile Farsça olan 'Peygamber' kelimesi ile Yunan kökenli 'Efendi' kelimesi uzun örneklere gerek kalmadan konuyu aktarmada yeterli diye düşünüyorum. 

Peygamber Efendimiz derken birisi Fars, diğeri Yunan kökenli iki kelimeden Türkçe düşünerek bir anlam çıkarmak ancak o dilin büyüklüğünü gösterir. 

Diğer dillerden Türkçeye geçen kelimeler atılacak olsa, güzel Türkçemizin o fasih anlatım değeri sizce de sınırlı olmaz mıydı? 

Diller kelimeleri ile zenginleşirler. Dünya üzerinde fazlaca konuşulan dillerde genetik faktörler sayısal olarak dilin kullanımında etkendir. (Çincenin fazlaca kullanılması Çinlilerin sayısı ile alakalıdır)
Bunun yanında büyük medeniyetlerin kullandığı diller de dünya üzerinde fazlaca kullanılırlar. 

Türkçemizin bir dünya dili olarak diller ailesindeki yeri de nadidedir.

Arı-duru Türkçemizin toplum içerisinde daha net anlaşılabilmesi için illa ki edebi ve ağır bir anlatım tarzının olmasına da gerek yoktur. Türkçemizin toplum içerisinde daha net anlaşılabilmesi sonucunda, toplumu birbirine kaynaştıran dil ve fikir birliği de, daha fazla sağlanmış olacaktır.

Maksadımız kadim medeniyetimizin nadide eserlerinin farkında olmayan kardeşlerimizin de zengin dil, edebiyat, sanat, şiir, ilim dünyamızı tanımasıdır.
Bunun reçetesi ise;

Türkçenin popüler kültürün cenderesi altından kurtulması,
Herkesin güzel Türkçe öğrenmeye ve kullanmaya özendirilmesi,
Türkçesi varken yabancı sözcük kullanımının bırakılması,
Eğitim öğretim kurumlarında Türkçe eğitiminin etkili ve verimli yapılarak bunun bir milli beka sorunu olduğunun altının çizilmesi,
Kelime dağarcığımızın gelişebilmesi için kitap okumanın davranış halinde öğretilmesi,
Milletimizin dil ve fikir birliğinin sağlanması için arı-duru Türkçemize gereken özenin gösterilmesidir. 

Kişilerin dedelerinin mektuplarını okuduklarında anlamalarını önemsiyorum.
Çünkü dil ve fikir birlikteliği neticesinde bir milleti millet yapan unsurlar, genetik kodlar gibi nesilden nesle aktarılacaktır. 

O yüzden yazının başlığını girizgâh koydum. 

Farsça kökenli olan bu kelime; girişlik, giriş anlamını taşımaktadır. İnşallah ilerleyen zamanlarda da gönül iklimimizden değişik bahislerle paylaşımlar yapacak ve fikir teatilerinde bulunmaya devam edeceğiz. 

Latife ile başlamak istedim.
Hoş görünüz efendim.
İnşallah latif bir üslupla faydalı oluruz.
Sağlıcakla, hoşça kalın ...

Yorumlar

Blogdaki Popüler Yayınlar

Bilim : Sanat : Toplum :

Toplumun Gelişmesinde; Bilim mi Sanat mı Daha Önemli ? Jean Jacques Rousseau tarafından 1750 yılında yazılan ''Bilimler ve Sanatlar Hakkında Nutuk/Söylev'' kitabındaki yazarın görüşü, az sonra okuyacağınız satırlardaki şahsi görüşlerime tam olarak uyuşmuyor diyebilirim. Toplumların gelişmesinde bilim ve sanat konularının rollerini eğer merak ediyorsanız hep birlikte merakımızı giderelim, ne dersiniz? Rousseau kitabında; bilimin ve sanatın insanları boş uğraşlara yönelttiğini ve erdem kavramını bitirdiğini söylüyor. Bilimin artması ve sanatın çoğalmasıyla yöneticilerin, askerlerin erdemlerini yitirmesi ve ahlaklarının bozulmasına sebep olduğunu anlatıyor.  Bu yüzden bozgun ve yenilgilere uğranıldığından bahsediyor. Hatta bir yerde ''…bize birçok bilim öğrettiniz, yüksek bilgilere ulaştırdınız; ama bütün bunların hiçbirini bize öğretmemiş olsaydınız yeryüzünde daha az mı kalabalık olacaktık?  Daha kötü mü yönetilecektik? Daha az güçlü, daha az sağlıklı, daha

Ruhunuzun bir tarafı, bırakınız 'Çocuk' kalsın !

' A nnesi gül koklasa, ağzı gül kokar' diye özetlese de şair, biz  anlatalım istedik. 'Çocuk' konusunu...                                                            ' Masum ' kimdir deseler, hemen aklımıza ilk olarak 'çocuk' gelir, öyle değil mi?  Tabii ki öyledir. Tüm çocuklar masumdur çünkü. Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her köşesindeki çocuk kalbi olabildiğince masum çarpar.  Peki çocuğun minicik kalbine sığdırdığı dünyalar kadar masumiyet   neler oluyor da çocuk  büyürken  azalıyor dersiniz?  Neler oluyor da dünyada olabildiğince kötü insanlar, bunca masum çocuk varken hala kötü kalabiliyor? Bu soruların muhtelif cevapları olsa da bizim ortak bir temennimiz vardır. Bir çocuk büyürken, beyni ve kalbindeki masumiyet azalmamalı, aynı zamanda içindeki küçücük çocuğa ait ruh, hep biraz çocuk kalmalıdır.👍  Yoksa etrafındaki acımasız dünyada ne kendisine yapılan haksızlıkları unutabilir. Ne de hataları ve ihanetleri atlatabilir.... Sabah se

Mersin Bilim Köyü Projesi

    BİLİM KÖYÜ PROJESİ   2017-MERSİN Proje Koordinatörü: Ahmet YALKIN Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü MEZİTLİ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BİRİMİ PROJE GEÇMİŞİ  (2015-2018) Vücudun Senindir Onu Koru Projesi (Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) Sanal Âlemde Gerçek Güvenlik Projesi (Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) Mezitli – Eğitim Liderleri Akademisi (Cumhurbaşkanlığı Protokol Eski Uzmanı / İhsan ATAÖV’ün katılımlarıyla / İl genelindeki eğitim yöneticilerine) 2015 KA101 AB Projesi – (2015 Kaynaştırma Destek Eğitim Hizmetlerinde Sınıf Öğretmenlerinin Kaynaştırma Eğitimi Konusundaki Yeterliliklerinin Artırılması Projesi/ 125000 € Hibe Bütçeli) 2016 KA101 AB Projesi – (2016 İlkokul ve Ortaokul Öğretmenlerinin Mültecilerin Eğitim Süreçlerine Dahil Edilmesi Konusunda Eğitilmesi Projesi / 88512 € Hibe Bütçeli) 2017 KA101 AB Projesi – (