Ana içeriğe atla

'Popüler Kültür' Dedikleri

Her geçen gün daha çok duymaya başladığımız, kulaklarımıza aşina olan ve iki kelimeden oluşan  Popüler Kültür dedikleri de ne ola ? 

Bu sorunun cevabını tabii ki biliyorsunuz. Çünkü sadece duymak değil bilmeden de bir parçası haline geldiğimiz ve bazen istemeden müptelası bile olabildiğimiz bir dayatma mı ?
Yoksa günümüzü kolaylaştıran, dünyamızı yeniden yorumlamaya yarayan bir olgu mu ?
Gelin beraberce inceleyelim.

Kelime ne kadar bilindik olsa da bir konu hakkında fikir öngörüsünde bulunmak için  ilk yol  bence araştırılacak konunun sözlükteki anlamına bakmaktır. Kelimelere ayırarak analiz edersek sözlük anlamı olarak ' Kültür ' kelimesinin karşılığında Türk Dil Kurumu şöyle bir tanım yapar;

'Tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü' Kültürün tanımıdır.
Popüler kelimesinin anlamının ' Herkesçe bilinen, tanınan'  olduğu herkesçe malumdur.

İşte bende bu klasik tanımlamalar ve yöntemlerin hem içinde hem dışında kalarak 'Popüler Kültür' dedikleri olguyu analiz etmek istiyorum. 

Popüler Kültürü Nasıl Açıklayalım;

Çünkü konu kültür olunca tanımın klasik yönleri ile açıklanması gerekir fikri ön plana çıkıyor. Fakat  kültürün yaşayan bir olgu olduğu düşünüldüğünde ise popüler olmasının abesle iştigal olmaması gerektiği gibi bir sonuç akla geliyor.
Klasik anlatımı olarak yukarıda kelime manasını gördüğümüz kültür kelimesi;İnsanlığın ortak geleneklerinin, göreneklerinin, din, dil gibi tüm maddi ve manevi değerlerinin aynı çatı altında toplanması ve tek kelime ile ifade edilebilmesi olarak özetlenebilir.

İşte tam da bu noktada popüler kültürün insan ürünlerinin nasıl olabileceği konusunda dünyada ve ülkemizde ibretlik ( !) hikayelerin varlığını her geçen gün izlemekteyiz.

Kimi gün daha reşit bile olmamış, sözüm ona bir 'sanatçının ( ! ) ' milyonları arkasından sürüklemesiyle,

Kimi gün ise yukarıdaki tanıma uyan birinin tüm dünya gençliğinin bilip tanıdığı, üstüne üstlük örnek aldığı kişiler olarak karşımıza çıkmasıyla anlıyoruz popüler kültürün çıktılarını.

Ülkemizde de benzer şekilde adına yazar, sanatçı vb. gibi ifade edilen popüler kültür örneği kişileri görmekteyiz.

Popüler kültürün ürünü olarak muhatabımız sadece dejenere sanatçılar değil elbet. Popüler kültürün bir çok alanda daha başka ürünleri de bugün insanlığı tehdit ediyor.

Birisi ' Tehdit ' mi dedi?

Örneğin bundan çok uzak değil elli sene öncesine kadar dünya üzerinde her milletin bir mutfak ananesi, geleneği, göreneği varken bugün bunun fast food denilen bambaşka bir yemek kültürü dayatması ve popüler kültür ürünü olarak karşımıza çıktığını söyleyebiliriz.

Burada yemek örneği üzerinden anlatılmak istediğim kültür erozyonu ve bambaşka bir kültür dayatmasının örneklerini; müzik, giyim, mimari vb. gibi hayatın bir çok alanında da çeşitlendirebiliriz.

Popüler kültürün yukarıdaki anlatımıyla insanlığın milletlerden oluşma geleneğini yıkmaya başlaması; sanat dalları,mimari, yemek kültürü vb. gibi konularda kültür erozyonu oluşturmasının yanında doğru anlaşılması gereken olumlu yanları da var denilebilir.

Bu konu sosyoloji le alakadar bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır diyerek biraz da konuya sosyolojik bir açıdan bakmaya çalışalım.

Sosyolojik Bir Bakış Açısıyla;

Bu noktadan sonra sosyoloji ilminin engin sınırları ile konuyu açıklamalıyız diye düşünüyorum. Sosyolojiye farklı sosyal kuşakların var olduğu bilgisinin ışığında bu kuşakların belli başlı özelliklerinin, dünyaya bakış açılarının, gereksinimlerinin, vb. dünyaya gelme yıllarına göre farklılaştıkları izlenmektedir.

Sosyolojiye Göre Kuşaklar;

•Büyük Değişim Kuşağı (The Lost generation):1900-1914 arasında doğanlar
•Umut Kuşağı (The Greatest generation):1914-1924 arasında doğanlar
•Buhran Kuşağı (The Slient Generation):1925-1945 arasında doğanlar
•Bebek Patlaması Kuşağı (Baby Boomers) :1945-1965 arasında doğanlar
• X Kuşağı (Generation X):1965-1977 arasında doğanlar
• Y Kuşağı (Generation Y):1977-1994 arasında doğanlar
• Milenyum Kuşağı (Millenials Generation):1994-2003 arasında doğanlar
• Z Kuşağı (Generation Z):2003 ve sonrası doğanlar…

Yukarıdan da anlaşıldığı üzere bir örnekle açıklayacak olursak; 

Z kuşağı üyelerinin çoğunlukta olduğu bir dünyada Y kuşağı üyelerinin hayretle izlediği olaylarla ilgili X kuşağı üyelerinin belki de haberleri bile yoktur.😊

Sosyolojinin  insanı ve evreni anlamlandırarak açıklayan doğası gereği kuşakların varlığı düşünüldüğünde bunun eşyanın tabiatı gereği olduğu anlaşılır. Tabii ki insanların böyle bir sınıflandırmada belirgin ortak özelliklerinin olduğu görülebilir. Kuşakların varlığı ve ortak özelliklerinin daha da ortaya konulduğu şimdiki zamanlarda bu kuşakları birbirine bağlayan sihirli bir varlıktan söz edilmelidir. Bu sihirli varlık, kanımca 'kültürdür'.

Kültür,  yukarıda belirtilen kelime manasıyla geçmişten geleceğe bu değerler manzumesinde çimento vazifesiyle insanlığın ortak binasını ayakta tutan en büyük faktördür. 

Kuşaklar arası çatışmaları, belirsizlikleri, anlam kargaşalarını yok edecek bu sihirli sözcüğün ifade ettiği değerler manzumesi her geçen gün klasik anlamıyla kuşaktan kuşağa aktarılsa da popüler kısmı sayesinde ne yazık ki magazinleştirilerek yok olmakta veya unutulmaktadır.

Bazı milletlerin kültürlerini kuşaktan kuşağa aktarma konusunda daha başarılı olduğu izlenmektedir. Ama bazı milletlerin popüler kültürün esiri olarak ne olduğu belirsiz bir kültürleşme ve kültürlenme örneği sergiledikleri görülmektedir.
Geçmişleri ile bağları kopan bu milletlerin köksüz bir ağaç gibi ömürlerinin de tarih sahnesinde fazla uzun olmayacağı aşikardır.
Geçmişten aldığı öğretilerini, yaşantılarını, dini, milli, töresel değerlerini, sanat anlayışlarını  vb.  gelecek nesillere aktaramayan tüm diğer milletlerde aynı sonucun görüleceği unutulmamalıdır.

Popüler kültürün adına sanatçı denilen ve daha çok Z kuşağında karşılık bulan insan örnekleri, milletlerin yemek kültürlerinin, müzik kültürlerinin, mimari kültürlerinin, yazınsal kültürlerinin, dini ve milli vb. gibi kültürlerinin erozyona uğratan başka örnekleri bulunmaktadır. 

Peki Bu Popüler Kültür örneklerine Karşı Ne Yapmalı?

Popüler kültüre karşı geçmişten gelen öğretilerimizi; yaşantılarımızı, dini, milli, töresel değerlerimizi, sanat anlayışımızı, vb.  gelecek nesillere aktarmak için öncelikle unutmamalı ve bu değerler manzumesini yaşayarak kuşaktan kuşağa aktarmalıyız. Popüler kültür ürünlerine karşı milli karşılıklar üretmeli ve bu erozyonu en az tahriple atlatmalıyız.

Geleceğe ancak geçmişini idrak edebilen milletler yön verebilirler. Geçmiş idrakinin geçmişe özlem olmadığı, gelişim ve değişimin her bilim alanında olduğu gibi sosyoloji gibi insani ilimlerde de görüldüğü bilinmelidir.

Burada amaç geçmişten aldığı gücü geleceğine yön verebilmek için kullanan bir gençlik tezahürüdür. Bu gençlik adına Z kuşağı da dense bugünkü teknolojik gelişmeleri günü gününe takip ederek dünyadaki gelişim ve değişime ayak uydururken geçmişinin izlerini her zerresinde taşıyacak, milli, ahlaki, dini ve tüm diğer unsurlarıyla kültürünü hayatına yansıtacaktır.
Sosyolojik olarak kuşaklar arasındaki farklılıklar, eşyanın tabiatı gereği normal olgulardır. Kuşaklar arası çatışmaların görülmesi de buradan yola çıkılarak olası durumlardır. 

X,Y,Z vb kuşaklarının mensuplarının popüler kültürün dayatmalarının karşısında ortak bir refleks göstermeleri ve milli kültür unsurlarıyla donatılmaları hedeflenmelidir. 

Bu bağlamda bu kuşakların mensuplarının popüler kelimesinin anlamı gibi herkesçe bilinen, bilinmesi gereken konularda ( bilimsel vb. ) kendi özelliklerini dünya milletleri ile yarışacak şekilde   geliştirmeleri arzu edilmektedir.
Dedelerinin mektuplarını okuyamayan bir gençliğin, geleceğin Büyük Ülkesi  Türkiye vizyonumuzda en basit ifadesiyle sığ ve mesnetsiz kalacağı bir gerçektir.

Popüler kültürün iyi tarafları ile doğru anlaşılması ve milletlerin gelişim ve değişiminde bu noktalarda yarış halinin devamının  (bilimsel konular vb. gibi durumlarda) iyi olduğu ortadadır.
Fakat popüler kültür dayatmasının; kültür, ahlak ve değerler gibi manzumelerde erozyona sebep oluyor olmasının Türk aile yapısına ve Türk Milletinin ortak geleceğine çok büyük zararlar vereceğinin bilinmesi ve bu konularda milli kültür vurgusunun yapılarak bu yeni olguyla doğru mücadele edebilmek için gerekli iş ve işlemlerin geliştirilmesi hususları elzemdir.

Sağlıcakla, hoşça kalın...

Yorumlar

Blogdaki Popüler Yayınlar

Bilim : Sanat : Toplum :

Toplumun Gelişmesinde; Bilim mi Sanat mı Daha Önemli ? Jean Jacques Rousseau tarafından 1750 yılında yazılan ''Bilimler ve Sanatlar Hakkında Nutuk/Söylev'' kitabındaki yazarın görüşü, az sonra okuyacağınız satırlardaki şahsi görüşlerime tam olarak uyuşmuyor diyebilirim. Toplumların gelişmesinde bilim ve sanat konularının rollerini eğer merak ediyorsanız hep birlikte merakımızı giderelim, ne dersiniz? Rousseau kitabında; bilimin ve sanatın insanları boş uğraşlara yönelttiğini ve erdem kavramını bitirdiğini söylüyor. Bilimin artması ve sanatın çoğalmasıyla yöneticilerin, askerlerin erdemlerini yitirmesi ve ahlaklarının bozulmasına sebep olduğunu anlatıyor.  Bu yüzden bozgun ve yenilgilere uğranıldığından bahsediyor. Hatta bir yerde ''…bize birçok bilim öğrettiniz, yüksek bilgilere ulaştırdınız; ama bütün bunların hiçbirini bize öğretmemiş olsaydınız yeryüzünde daha az mı kalabalık olacaktık?  Daha kötü mü yönetilecektik? Daha az güçlü, daha az sağlıklı, daha

Ruhunuzun bir tarafı, bırakınız 'Çocuk' kalsın !

' A nnesi gül koklasa, ağzı gül kokar' diye özetlese de şair, biz  anlatalım istedik. 'Çocuk' konusunu...                                                            ' Masum ' kimdir deseler, hemen aklımıza ilk olarak 'çocuk' gelir, öyle değil mi?  Tabii ki öyledir. Tüm çocuklar masumdur çünkü. Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her köşesindeki çocuk kalbi olabildiğince masum çarpar.  Peki çocuğun minicik kalbine sığdırdığı dünyalar kadar masumiyet   neler oluyor da çocuk  büyürken  azalıyor dersiniz?  Neler oluyor da dünyada olabildiğince kötü insanlar, bunca masum çocuk varken hala kötü kalabiliyor? Bu soruların muhtelif cevapları olsa da bizim ortak bir temennimiz vardır. Bir çocuk büyürken, beyni ve kalbindeki masumiyet azalmamalı, aynı zamanda içindeki küçücük çocuğa ait ruh, hep biraz çocuk kalmalıdır.👍  Yoksa etrafındaki acımasız dünyada ne kendisine yapılan haksızlıkları unutabilir. Ne de hataları ve ihanetleri atlatabilir.... Sabah se
EŞ ZAMANLI İNTERAKTİF UYGULAMALAR PROJESİ  “ VÜCUDUN SENİNDİR ONU KORU ” “ SANAL ÂLEMDE GERÇEK GÜVENLİK ” PROJELERİ ÖRNEKLEMİ İLE ANLATIMI 2017-MERSİN Proje Koordinatörü: Ahmet YALKIN / Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü MEZİTLİ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BİRİMİ PROJE GEÇMİŞİ ( 2015-2017) 1. Vücudun Senindir Onu Koru Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 2. Sanal Âlemde Gerçek Güvenlik Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 3. Mezitli – Eğitim Liderleri Akademisi ( Cumhurbaşkanlığı Protokol Eski Uzmanı / İhsan ATAÖV’ün katılımlarıyla  / İl genelindeki eğitim yöneticilerine ) 4. 2015 KA101 AB Projesi –( Kaynaştırma Öğrencilerine Yönelik /125000 € Hibe Bütçeli ) 5. 2016 KA101 AB Projesi – (Mültecilere Yönelik / 88512 € Hibe Bütçeli ) 6. 2017 KA101 AB Projesi –( Ortaöğretim Kurumlarında Erken Okul Ter