Ana içeriğe atla

Tamamlama Müdürü


Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Osmanlı'nın son zamanlarında iki medeniyet arasında bocalayan Türk toplumunun davranışlarını eleştirel dilde konu aldığı mizahla dolu bir romanıdır.

Bilenler bilir, bilmeyenler için kısaca şöyle ifade edelim. Romanda saatlerin doğru zamanı göstermesi için  ayarlanması gereksinimini bir kuruluş yardımıyla gidererek bu yolla para kazanma gayesi güden dolandırıcı karakterli Halit Ayarcı'nın, Hayri İrdal karakteri yardımıyla Saatleri Ayarlama Enstitüsünü kurması ve sonunda bu kuruluşun çöküşü anlatılmaktadır. 

Devletten destek alarak gelişen, halk ve yabancı ülkeler nezdinde de itibar gören bu  kuruluşta yapılan tek şey abesle iştigaldir. 

Romanın yazımızla alakalı kısmı ibretliktir. Kuruluş maksadı itibarıyla gereksiz olan bu yapının foyasının ortaya çıkmaması için çalışanlarının da; yakın akraba, komşu, arkadaş gibi kişilerden seçilmesi gerekir. 

Hal böyle olunca her bir tanıdığa belirli görevler paylaştırılması doğal bir sonuçtur. Enstitüye alınacak her bir tanıdık için açılan garip vazifeler arasında 'Tamamlama Bürosu Şefi, Yangeldi Asaf Bey' en ilginç karakterlerden birisidir. 

Hayri İrdal'ın ısrarıyla işe alınan bu kişinin tek vazifesi sadece işe gelip gitmesidir. Hiçbir iş ve hizmet üretmemek kaydı şartıyla işe giren Yangeldi Asaf görevini layıkıyla yerine getirerek ücretini bir tamam almaktadır. Romanda mizahi bir dille anlatılan hadiseler bütününde benim dikkatimi en çok çeken karakter Yangeldi Asaf'tır. 

O zamandan günümüze kurum ve kuruluşlarda görevleri gereğini bile isteye yapmayan karakterler gerçek hayatta da hep var olagelmiştir. Kanımca yazımıza konu bu kişilerin sayısı olduğunca fazladır.

Kişinin mizacı gereği üstün olduğu alanlarda çalıştırılması insan kaynakları yönetiminde modern yaklaşımlardan birisidir. Eğitimde çoklu zeka kuramı da bunu destekler. Siyasetnamelerde de ifade edilen bir cümleyle konuyu desteklersek; 'Eskiden işe göre adam seçilirdi, şimdi adama göre iş' yaklaşımı yüzünden kişiler mizaçları gereği olan işlerde çalışamadığı gibi kifayetsiz ve muhteris tipler onların yerlerini işgal ederek tamamlama müdürlüğü yapmaktadırlar. 

Osmanlının son müverrihlerinden Ahmet Cevdet Paşa'nın Toplum ve Devlet Görüşünü yansıtan bir kitapta: 'Osmanlı zamanında doğru işlemeyen kurumların, devleti zayıflatarak çöküşünü hızlandırdığı' ifade edilmektedir. Aynı kitapta kurumların doğru işlememesinin sebepleri arasında yönetici seçimlerinin yanlış yapıldığı görüşü savunulmaktadır. 

Daha önceki yazılarımda da ifade ettiğim Dunning-Kruger sendromu ile konuyu biraz açalım. Justin Kruger ve David Dunning isimli iki ünlü sosyolog tarafından 1999 yılında ortaya atılan bu kuramda; iş becerisi açısından yetkin olmayan kişilerin diğerlerine oranla daha yüksek öz güvene sahip oldukları için daha hızlı yükseldikleri öne sürülmektedir. 

Bu kifayetsiz fakat muhteris kişilerin yükseldiği iş ortamlarında onlardan daha yetkin kişilerin ise daha alt pozisyonlarda çalıştıkları ifade edilmiştir.

Kurumların vizyonları ancak yöneticilerinin vizyonları kadardır. Dünyada akıl ve bilim temelli kurulan sistemlerde; doğru kişilerin doğru yerlerde çalıştırılması sonucunda kurumların da kalkındığı görülmektedir. Yanlış kişilerin doğru yerlerde çalıştırılması ise; ihmal, kusur ve hatta kasıt oranlarını yükselteceği için faciaları da yanında getirecektir. 

Dünyada bilim ve teknoloji konusunda ileri ülkelerin insan kaynakları yönetimlerinde yukarıda ifade etmeye çalıştığım evrensel normların işlediği görülmektedir. Bizim mahalleden, aynı görüşten, akrabamdan olsun vb. gibi seçimler kifayetsiz ve muhteris tamamlama müdürlerinin sayısını artıracağı gibi adama göre iş seçimi de sistemleri geriye götürecektir.

Atatürk'ün çizdiği çağdaş medeniyetler seviyesine erişmenin yolu; akla ve bilime inanan, toplumla iç içe, evrensel ahlaki normlar çerçevesinde iş kabiliyeti yüksek ve entelektüel bakış açısına sahip kişilerin çalıştıkları kurum ve kuruluşları yükseltmelerinden geçmektedir.

İnsanın devletle, devletin adaletle, adaletin liyakatle, liyakatin hakkaniyetle, hakkaniyetin evrensel normlarla yaşatıldığı daha güzel yarınlara olan özlemle...

Sağlıcakla, hoşça kalın...

Yorumlar

  1. Birinin gerçek yüzünü görmek istiyorsan, Kendisine hiçbir iyiliği dokunmayan birisine nasıl davrandığına bak. (Paulo Coelho)

    YanıtlaSil
  2. Nermincoşkun2 Mart 2023 13:47

    “Ayakkabı ayağındır, külah başın.”

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Blogdaki Popüler Yayınlar

Bilim : Sanat : Toplum :

Toplumun Gelişmesinde; Bilim mi Sanat mı Daha Önemli ? Jean Jacques Rousseau tarafından 1750 yılında yazılan ''Bilimler ve Sanatlar Hakkında Nutuk/Söylev'' kitabındaki yazarın görüşü, az sonra okuyacağınız satırlardaki şahsi görüşlerime tam olarak uyuşmuyor diyebilirim. Toplumların gelişmesinde bilim ve sanat konularının rollerini eğer merak ediyorsanız hep birlikte merakımızı giderelim, ne dersiniz? Rousseau kitabında; bilimin ve sanatın insanları boş uğraşlara yönelttiğini ve erdem kavramını bitirdiğini söylüyor. Bilimin artması ve sanatın çoğalmasıyla yöneticilerin, askerlerin erdemlerini yitirmesi ve ahlaklarının bozulmasına sebep olduğunu anlatıyor.  Bu yüzden bozgun ve yenilgilere uğranıldığından bahsediyor. Hatta bir yerde ''…bize birçok bilim öğrettiniz, yüksek bilgilere ulaştırdınız; ama bütün bunların hiçbirini bize öğretmemiş olsaydınız yeryüzünde daha az mı kalabalık olacaktık?  Daha kötü mü yönetilecektik? Daha az güçlü, daha az sağlıklı, daha

Ruhunuzun bir tarafı, bırakınız 'Çocuk' kalsın !

' A nnesi gül koklasa, ağzı gül kokar' diye özetlese de şair, biz  anlatalım istedik. 'Çocuk' konusunu...                                                            ' Masum ' kimdir deseler, hemen aklımıza ilk olarak 'çocuk' gelir, öyle değil mi?  Tabii ki öyledir. Tüm çocuklar masumdur çünkü. Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her köşesindeki çocuk kalbi olabildiğince masum çarpar.  Peki çocuğun minicik kalbine sığdırdığı dünyalar kadar masumiyet   neler oluyor da çocuk  büyürken  azalıyor dersiniz?  Neler oluyor da dünyada olabildiğince kötü insanlar, bunca masum çocuk varken hala kötü kalabiliyor? Bu soruların muhtelif cevapları olsa da bizim ortak bir temennimiz vardır. Bir çocuk büyürken, beyni ve kalbindeki masumiyet azalmamalı, aynı zamanda içindeki küçücük çocuğa ait ruh, hep biraz çocuk kalmalıdır.👍  Yoksa etrafındaki acımasız dünyada ne kendisine yapılan haksızlıkları unutabilir. Ne de hataları ve ihanetleri atlatabilir.... Sabah se
EŞ ZAMANLI İNTERAKTİF UYGULAMALAR PROJESİ  “ VÜCUDUN SENİNDİR ONU KORU ” “ SANAL ÂLEMDE GERÇEK GÜVENLİK ” PROJELERİ ÖRNEKLEMİ İLE ANLATIMI 2017-MERSİN Proje Koordinatörü: Ahmet YALKIN / Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü MEZİTLİ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BİRİMİ PROJE GEÇMİŞİ ( 2015-2017) 1. Vücudun Senindir Onu Koru Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 2. Sanal Âlemde Gerçek Güvenlik Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 3. Mezitli – Eğitim Liderleri Akademisi ( Cumhurbaşkanlığı Protokol Eski Uzmanı / İhsan ATAÖV’ün katılımlarıyla  / İl genelindeki eğitim yöneticilerine ) 4. 2015 KA101 AB Projesi –( Kaynaştırma Öğrencilerine Yönelik /125000 € Hibe Bütçeli ) 5. 2016 KA101 AB Projesi – (Mültecilere Yönelik / 88512 € Hibe Bütçeli ) 6. 2017 KA101 AB Projesi –( Ortaöğretim Kurumlarında Erken Okul Ter