Ana içeriğe atla

Gerçek / Hakikat - Eğri / Doğru


İnsanlık tarihi kadar eski bir konudur bu...

İnsan dünyaya geldiği ilk andan itibaren öğrenme macerasına da çıkmış olur. Öğrenilen her şey beynimizde kavramlarla ifade edilerek kodlanır. 'Kalem' dediğimiz zaman aklımıza gelen nesneyi, kalem kavramının beynimizdeki çağrışımının görüntüsü olarak kavramsallaştırırız. 

Kavramsallaştırma ürünü olarak öğrendiğimiz ve hayatımıza tatbik ettiğimiz olgular içerisinden gelin; hakikat, gerçek ve eğri, doğru kavramlarını inceleyelim. Bakalım bu kelimelerin çağrışımları ve hayatımıza yansıları arasında tutarlılık var mı? 

Hakikat/Gerçek

Hakikat ile gerçek arasında da yukarıdaki örneğe benzer bir ilişki bulunur. Orhan Hançerlioğlu, “gerçek” ifadesini nesnel gerçeklikle ifade ederken, “hakikat”i ise gerçeğin beyindeki ifadesi olarak değerlendirir. Yani masamızdaki çiçek gerçek, onun beynimizdeki ifadesi ise hakikattir. Bu ifadeye göre Hakikat, gerçeğin kendisini değil bizim anlamlandırdığımız şekliyle yansımasından ibarettir. 

Eğri/Doğru

Descartes'a göre açık ve seçik olarak bilgi, doğrudur. Kant ise doğruyu teorik düşüncenin duyusu olarak ifade eder. Metafiziğe göre bilinçsel gerçek doğrudur. Helenistik felsefe doğru bilgi edinilemeyeceğini savunur ve doğruyu yargılamak istemez çünkü bu yargılama doğruyu yanlılaştırmış olacaktır. Eğsi ise daha bizden bir ifadedir. 

Doğru olmak hakiki olmanın zorunlu bir koşuludur, daha açık bir deyişle doğru olmayan hakiki olamaz.

Bu kadar bilimsel açıklamadan sonra gelin biraz da bu kavramların toplumdaki yansımalarını gözden geçirerek kendimizi değerlendirelim.

Barış Manço'nun 1970'lerin sonlarında Kurtalan Ekspres'le birlikte seslendirdiği bir şarkısı eğri ile doğruyu düşünmemizi sağlar. Barış Manço'ya göre herkesin doğrusu kendisinedir ve doğrudan dönülmez... 

Kimi batı kimi doğu
Kuzey güney hepsi doğru
Kim seçer ki bozuk yolu
Eğri eğri doğru doğru
Benim yolum bana doğru
Hiç yolumdan döner miyim


Peki hangi doğru? 

Kanımca kafalarımızı en çok karıştıran sorulardan birisi de budur. Günlük yaşantımızda, toplumda, siyasette ve birçok arenada karşılaşarak kavramsallaştırdığımız; bilgi, kavram, haber, fikir, inanış gibi bizi biz yapan etmenlerden hangileri doğrudur, hangileri yanlıştır. Bunu ayırt edebilmek gerçekten de güç bir durum olsa gerek. 

Gerçek gibi görünen fakat hakiki olmayan, doğru kabul edilen fakat aslında çarpıtılmış bir sürü eğri büğrü kavram hayatımızı nasıl etkilemektedir bunu hiç düşündünüz mü? Ya doğru bildikleriniz gerçekten de öyle değilse, o zaman ne yaparsınız?

Bu soruları her zaman düşünce ekseniyle yanıtlamak gerekir. Bu sorularla ilgili düşünerek eylem almak, birilerinin yönlendirmesiyle veya genel kabulle değil de özümüzle baş başa kalıp araştırarak cevap bulmak bizi gerçekten öte hakikate götürerek doğruya eriştirecektir. 

Tabi herkesin doğrusu kendisinedir fakat günlük hayatta davranışlarıyla hareketleri çelişen, karakterleriyle yaptıkları iş uyuşmayan bir sürü zevat sizi kendi doğrularına inandırarak bazen hayallerinizi, bazen paranızı, bazen emeğinizi bazen de geleceğinizi çalabilir. Bu konuda dikkatli olmak gerekir. 

Çünkü bireysel olmayan her refleksin başkalarının çıkarına olması gibi bir tehlikesi bulunur. İnsanlık tarihinde; klan, kabile, bölge gibi insani çokluklar ile dini ve milli toplulukların bireysel düşünce üzerinde etki alanı oluşturmak isteği göze çarpar. 

Örneklerle ifade edecek olursak kayıtlı olduğunuz hemşehri derneğinizin yönetimi de üzerinizde etki alanı kurmak ister, mensubu bulunduğunuz siyasi parti veya başka topluluklar da...

Bu yönlendirmeler sizi iyi veya kötü etkileyecektir. Sorgulama yapmadan körü körüne bir inançla hareket ettiğinizde maalesef maddi veya manevi kayıplarınız olacaktır. Birey olmak işte bu noktada çok önemlidir. Topluluk önderi gibi düşünmek, onun gibi giyinmek, aynı sözlerle kendini ifade etmek sizi siz yapmaz. 

Taklitten öteye gitmeyen bir hayatınız ve doğru bilerek inandığınız kavramların hakikatten uzak olduğunu anladığınızda sizi bekleyenin hüsran olacağını unutmayın.

Eğri oturan doğru konuşamaz.

Hayatını başkalarının emekleri üzerine kurarak ihya olan sizi doğru yola götüremez. Bilgiye erişmenin bu kadar kolay olduğu bir zamanda kimseye ne emeğinizi ne paranızı ne de hayallerinizi çaldırın. 

Ulu Önderimiz Atarürk'ün şu sözlerini de belirtmeden geçemeyeceğim; “Ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat medeniyet (uygarlık) tarikatıdır. Uygarlığın emir ve isteklerini yapmak, insan olmak için yeterlidir.” (Atatürk, 30 Ağustos 1925)

Medeniyet tarikatının en belirgin özelliklerinden birisi de yukarıda belirttiğim gibi Atarürk'ün “Bilim, gerçeği bilmektir.” sözünün gereğini yapabilen birey olabilmektir. Bunun için düşünerek yapılan her hareket ve araştırarak girilen her yol sizi yanlıştan kurtaracağı gibi bilginin ışığında hareket ederek evrensel normlara inanan bir birey olmanıza da yardım edecektir. 

Hakikatin tek olduğunu bilerek, gerçeğin her zaman göründüğü gibi olmayacağını idrak ettiğinizde siz, siz olacaksınız unutmayın. Eğrisi ve doğrusuyla geçen hayatımızda bazen yanlışlar yapsak da doğruyu bulmak kendi elimizdedir. 

Doğru yolda yürüyenin yorulmayacağını söyleyen bir atasözümüz vardır.  İçinde bulunduğumuz çağ atasözünde ifade edilen 'doğru yol' medeni kıstaslar etrafında; bilimin, sanatın ışığında geçmişinden güç alarak ilerleyen bir bireyin entelektüel bakış açısı ve donanımıyla hayatına dokunduğu herkese iyi gelerek örnek bir hayat sürmesi, adalet ve vicdan muhasebesini iyi yapan vatansever bir yurttaş olarak da topluma faydalı işler yapmasından geçer diyebilirim. Siz doğru olun, eğri belasını bulsun...

Yunus'un şu engin dizeleri ile yazımıza son verelim.

Cümleler doğrudur sen doğru isen,

Doğruluk bulunmaz sen eğri isen...


Sağlıcakla, hoşça kalın.

Yorumlar

Blogdaki Popüler Yayınlar

Bilim : Sanat : Toplum :

Toplumun Gelişmesinde; Bilim mi Sanat mı Daha Önemli ? Jean Jacques Rousseau tarafından 1750 yılında yazılan ''Bilimler ve Sanatlar Hakkında Nutuk/Söylev'' kitabındaki yazarın görüşü, az sonra okuyacağınız satırlardaki şahsi görüşlerime tam olarak uyuşmuyor diyebilirim. Toplumların gelişmesinde bilim ve sanat konularının rollerini eğer merak ediyorsanız hep birlikte merakımızı giderelim, ne dersiniz? Rousseau kitabında; bilimin ve sanatın insanları boş uğraşlara yönelttiğini ve erdem kavramını bitirdiğini söylüyor. Bilimin artması ve sanatın çoğalmasıyla yöneticilerin, askerlerin erdemlerini yitirmesi ve ahlaklarının bozulmasına sebep olduğunu anlatıyor.  Bu yüzden bozgun ve yenilgilere uğranıldığından bahsediyor. Hatta bir yerde ''…bize birçok bilim öğrettiniz, yüksek bilgilere ulaştırdınız; ama bütün bunların hiçbirini bize öğretmemiş olsaydınız yeryüzünde daha az mı kalabalık olacaktık?  Daha kötü mü yönetilecektik? Daha az güçlü, daha az sağlıklı, daha

Ruhunuzun bir tarafı, bırakınız 'Çocuk' kalsın !

' A nnesi gül koklasa, ağzı gül kokar' diye özetlese de şair, biz  anlatalım istedik. 'Çocuk' konusunu...                                                            ' Masum ' kimdir deseler, hemen aklımıza ilk olarak 'çocuk' gelir, öyle değil mi?  Tabii ki öyledir. Tüm çocuklar masumdur çünkü. Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her köşesindeki çocuk kalbi olabildiğince masum çarpar.  Peki çocuğun minicik kalbine sığdırdığı dünyalar kadar masumiyet   neler oluyor da çocuk  büyürken  azalıyor dersiniz?  Neler oluyor da dünyada olabildiğince kötü insanlar, bunca masum çocuk varken hala kötü kalabiliyor? Bu soruların muhtelif cevapları olsa da bizim ortak bir temennimiz vardır. Bir çocuk büyürken, beyni ve kalbindeki masumiyet azalmamalı, aynı zamanda içindeki küçücük çocuğa ait ruh, hep biraz çocuk kalmalıdır.👍  Yoksa etrafındaki acımasız dünyada ne kendisine yapılan haksızlıkları unutabilir. Ne de hataları ve ihanetleri atlatabilir.... Sabah se
EŞ ZAMANLI İNTERAKTİF UYGULAMALAR PROJESİ  “ VÜCUDUN SENİNDİR ONU KORU ” “ SANAL ÂLEMDE GERÇEK GÜVENLİK ” PROJELERİ ÖRNEKLEMİ İLE ANLATIMI 2017-MERSİN Proje Koordinatörü: Ahmet YALKIN / Mezitli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü MEZİTLİ İLÇE MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ STRATEJİ GELİŞTİRME BİRİMİ PROJE GEÇMİŞİ ( 2015-2017) 1. Vücudun Senindir Onu Koru Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 2. Sanal Âlemde Gerçek Güvenlik Projesi ( Mersin ili geneli / 360000 Öğrenci ve Öğrencilerin Velileri) 3. Mezitli – Eğitim Liderleri Akademisi ( Cumhurbaşkanlığı Protokol Eski Uzmanı / İhsan ATAÖV’ün katılımlarıyla  / İl genelindeki eğitim yöneticilerine ) 4. 2015 KA101 AB Projesi –( Kaynaştırma Öğrencilerine Yönelik /125000 € Hibe Bütçeli ) 5. 2016 KA101 AB Projesi – (Mültecilere Yönelik / 88512 € Hibe Bütçeli ) 6. 2017 KA101 AB Projesi –( Ortaöğretim Kurumlarında Erken Okul Ter