Mevsimler gibidir hayat. Birbirinin ardı sıra geçer günler. Ardı sıra dizilir; keder, korku, sevinç, mutluluk... Adına ömür denilen atlasın sayfalarını çevirir gibi, İyi-kötü / s ıralı-sırasız tükenir günler. Belki de kaderin en cilveli tarafı bu hayata yalnız gelip, yalnız gitmektir. Yalnızlığıyla yüzleşir insan, kaderinin dolambaçlı sokaklarından geçerken. İşte b aşrolünde kendimizin olduğu bu yolculuk, fragmanı bile olmayan bir sinema filmi gibidir. Hayat dediğin aslında film arası bile olmayan bir muamma... Yaşa yaşa çözülmez hayatın düğümü, Keder mi gelir sevinç mi bahtına bilinmez. Başrolünde kendimizin olduğu hayatımızı yazan veya yöneten başkası da olabilir. B ir çeşit oyundur hayat. Kendi yaşantısında figüran rolü biçilen yığınların sergilediği. İşte bu cereme, döngüdür bir çeşit. Biz buna hayat der yaşayıp dururuz. Biraz avuntu, Biraz sabır, Biraz şükür, Biraz keder... 'Sen mevsimler gibisin değişirsin' dediği kişi, aslında hepimiziz. Her şey bir döngüden ibar